Doğmayan Güneşe Serenat

Doğmayan Güneşe Serenat

Yanımda olsan ve sorsaydım gözlerine bakarak, 

Gece olunca niye hüzün çöküyor insana, 

Belki bir şey diyemez, 

Belki de gözlerime bakarak orada arardın cevabı. 

Hep geceye yazmış şairler, 

Sevdayı, aşkı, mısraları, hayalleri, imkansızları.

Hep gece basmış bağrına,

Göğsünde almış dinlemiş.

Karanlık izleri siler, ne hissediyorsan bağır,

Ellerin titresin, yüreğinden kuşları sal özgürce uçsunlar.

Al sevdiğini koynuna, titreyen göğüslerinden öp doyasıya..

Sonra kalk Bir sigara yak. 

Al kalemi eline geleceğe bir not düş. 

Dokunmadan, sarılmadan, bir şey beklemeden.

Serserice değil,

Adam gibi sevdiğim için. . 

 Kalk ayağı, saçlarını döksen de yüreğini yorsan da kendinle gurur duy...

Dönüp bakıyorum geriye şimdilerde,

Niye diyorum mesela, 

Sen yoktun. 

Anılarımız olsaydı, kavgalarımız,

İyi ve kötü günlerimiz...

En çok seni sevdim galiba en çok seni. 

İç sesim ve aklımın birleştiği bir yerlerdesin.

Sevda Bir şey yaşamamak mı yoksa çok şey yaşamak mı? 

Bunu bilmiyorum işte...

Bak yine her şey kayıp gidiyor elimizden, 

Tıpkı zaman gibi. 

Ben kaybettiklerimle, sen kazandıklarınla yatıyorsun.

Ben yaralarımla sen evlatlarınla yaşıyorsun. 

Böyle olmak ya da yaşamak, 

İnsanın yarasının ya da yazgısının dipsiz kuyular gibi derin olması ile alakalı galiba. 

En derin ve en güzel yaram.

Bir ömür kana,

Kana ki yüreğimde açan çiçekler hiçbir zaman solmasın.


21 Ekim 2024 31 şiiri var.
Beğenenler (5)
Yorumlar