Doğum
Sessizliğe giden düş tarihin belleğinde
Kök salan sabahları uyandırıyor
Ay'ın yüzünde susan sevmelerim
Mavi iklimle dönen uzaklar
Göğün dağılan sesine özlem serperken
Yapraksız ağaçlara dallanır ışıklar
Yürür gölge veren fotoğraflar dar sokaklara
Saatleri kaygılandıran dilsiz sonralarda görürüm
Bütün kuşları
Bilirim gece ölür
Sonra tüm sesler
Denizin kabuğunda
Bilirim
Sancılı bir doğumdur güneşin etrafında gezenler
Sessizliği sarıya bağlayan taze soluklar
Diri anıları soyar mezar omuzlarında
Bu yolculukta öyle çok benzeriz ki birbirimize
Taşlar ağıt yakar
Manidar bir besteyle
ki
Elimi uzatsam en çok kum ölür
Ben ölürüm
Yersiz tohumları dinlerken beyaz hüzünde
Ertelenmiş yaşam yıkılır adımlarıma
Yalanla öpüşürüm
Yağmurla
Yatağımda
Ve düşürdükçe elimdeki zeytinleri zamana
Geceyi çok severim