Doğuyorsun İçimde Sen Ölüp Ölüp Yeniden
-seninle sevdim
kahverengi dağların eteklerine yağan yağmuru
tüten taze toprak kokusunu-
hatırlar mısın
yağmur sonrası
okul dönüşünde
kaldırımlar gizlerken yalnız gölgeleri
biz sığınıp saçak altına
misket oynayan umutlarla gülerdik doyasıya
koşar adımlarla gittiğimde eve
sorardı annem
bu kadar yağmur da yok nasıl ıslandın bunca!
söylemezdim!
içimde havalanırken kuşlar seni düşler
seni çekerdim
saçlarımdan süzülürken damlalar
şimdi her yağmur yağdığında o yol
yoldaki akasya ağaçları gelir aklıma
onlar da
senin gibi
sen kokardı
kokladıkça havayı daha iyi anlıyorum
biraz uzak, biraz hüzün beyaz beyaz salkımları
yaşarken cehennemi
seni bekledim her yağmurda sabırla
tutsak oldum düşlere, uyandım titrek bir yürek
hasret kaldım duyacak mıyım o güzel sözlerini
gel yeter gözlerim görmez oldu
dolaşırken siyah bulutlarda yağmur damlaları arasında
aramaktan izlerini
anlamsız sensiz dünya varlığına benzemez
düşer gibi düşey biçimde kalınca kör noktada
ha yaşamışım ha ölmüşüm beklerken ne fark eder
-ölmüş olduğumu düşünüp irkil, orda beni an
kahır çekmek, dünyayı omuzlamaktan da ağır
kalbin sevgime sağır-
şimdi nefesimi besleyen yağmurlar kimsesiz
damla damla akar gider toprağa
bu yürek son demde sessiz
doğuyorsun içimde sen, ölüp ölüp yeniden
nedensiz...
.....ikibinonikiaralık
👍👍👍👍👍👍👍 Hecedeki titizliğinizi serbestte de göstermişsiniz, duygu aktarımı kaleminizin ustalığıyla özdeşleşmiş... Kutluyorum kaleminizi... Selam, saygı ve dua ile...