D/okunulması Yasak Şiirler
Failsiz Maktulsüz Zamansız Cinayetler
Rüzgar kanat takar arsız sırnaş
Dalga dalga uçuşur yapraklar
Ölgün bedenlerinde çiseleyerek damlayan
Kan
Göğe bakan tohumlar
Başkaldırıyor hayata
Nemli bir çift gözden boşalırcasına
Ara sıra hıçkırarak
İç çeker
S/iner bulutlardan yağmur
Yamaç boyu loş orman
Kıpırdarsan her an
Biten düşler gibi
Anlatamadan
Ürperir sessizlik
Dere boyu ormana gömülmüş
Çift tekerlek izinden ibaret
Yalnızlığında yol olduğunu unutmuş
Yol bozgunundan
Tek farı patlak
İhtiyar ve veremli
Sendeleye sendeleye
Rüzgarın ağaçlarda gezinen hoyrat sesine
Sus çekercesine
Yağsız iskeletini
İnleterek durdu otomobil
Önünde
Her yaşam burada biter tekmil
Der gibi bir yar
Kapkara meydan okur hayata
Geniş kalçası dar kotuna isyan
Ucuz rujlu dudaklarında ucuz cigara
Kalçasına inat, ucu dışarı sarkan
Küçük memelerine sokuşturduğu peçeteyle
Dip boyası kırk beş
Meçleri on beş
Kendisi katrilyon yaşında
Ekmek parasına
Bacaklarının arasına
Her türlü hergeleyi sıkıştırarak
Bezgin gözlerinde derin keder
Gün yüzü görmemiş küfürler
Öğreterek hayata
Değmez şerefsizin teki uğruna
Biraz hormonların şiddetinden
Bariz kimsesizliğinden
Kaçmak istediklerinden
Hayallerinden
Dileklerinden
Bildiklerinden öteye savurarak
Bilmediklerini öğretirken
Adını koymuş kadının hayat
Yosma
Göz altlarında içtiği tüm kadehlerin izi
Gizleyemeyen kalitesiz rimel yanağında allık
Bileklerinde sayısız ölmemelerin jilet kesiği
Kelebek dövmesi kanatları gövdeden ayrık
Teninde santim santim sızlayan tanışsız sevişmelerin eziği
Morluk
Yanık
Selülit,
Sarkma
Bıkma
Bıçak
Tekme
Tokat
Çimdik
Bir çekimlik
Ot yüreği
Acıya bağışıklık, alışıklık
Otomatiğe bağlanmış cümlelerle
Er/kekliğe köle sevgili
Uyuşmuş bedeniyle
İşinde hünerli
Zengini fakiri
Öpeni tüküreni
Allahlısı allahsızı
Türlü türlü gizleri
Namus ve şeref kisveli
Nice bedeni
Gecenin koynundan çekip
Koynuna gizlerken
Gülerek mecburen
Görmüştü çırılçıplak iğrenerek tüm gerçeğini
İnsan cehenneminin
Ait olmadan hiç birine
Ölü
Çoktan beri
Sokak gülü
Adı
İcabında
Ne isterseniz o
Zayıf, uzun boylu,
Harbiden kirli sakalı
Nasır eli
Tıpkı yüreği
Ütüsüz buruşuk gömleği
Ne desenleri belli ne rengi
Sevgisi nefreti hiddetli şiddetli
Uçlarda mülteci
Yanar yakar
Bir bakışa yıkılır yıkar alemi
Soluk ay yanığı
Gözleri yanındaki yosmadan beter
Emiyor tüm kasveti
Satır satır doğrarcasına
Nefrete bulaşık yaylım ateşliyor kederi
Baktığı her yüz düşman
Kaç kez mapus gördüğünü
Dövüp dövüldüğünü
Bilmez
Resmiyette evli
Karı dediği iğreti hayali kendinden iteli
Resmiyetin ve şehvetin damarlarından süzdüğü kaza kurşunlarının eseri
Çoluk çocuğu
Terk edeli
Öfkeli
Raconda delikanlı, serseri
Çok olmuş içindeki tanrılar öleli
Gereksiz ereksiz
Nefes almaktan öte
Dost tuttuğu yosmaya endeksli namus ve şerefini
Bedelini keş ödeyen herkese
Peşkeşte
Bilir ki
Şeref namus alınıp satılır
Kiminin değeri yüksekte
Kimi ucuz
Yağmur rüzgarın dilinden söküp aldı inleyişi
Dingin mağrur
Üzerine basa basa başladı ağlatmaya
Ormanı yaprağı taşı toprağı
İki cıgara takıldı sus pus dudaklara
Yağmur otomobilin boydan boya çatlak camına
Patlak fardan karanlığa kaçışan bulaşıcı sarılığa
Yosmanın ve adamın bildiği dilde
Küfür yağıyordu
?Ha siktir lan' dedi içinden yosma
Adamın adı bile yoktu
Kendi gibi
Yosma bir sokakta
Müşteri dediği pezevengin biri
İşi bitince tekme tokat kenara fırlattığında
Sızlayan yaralarına
Parasız kaldığına küfrederken
Sen/delerken
Düşe kalka
Zorda
Adam çıkagelmişti
Loş
Kirli
Yorgun yüzüyle
Tutup ellerini öperek
İki damla gözyaşıyla
Kaldırmıştı ayağa
Yaralarına mendil bağlamıştı
İbadet edercesine
Dilek dilercesine
Tüm ömrünce görüp bildiği
Romanlarda filmlerde anlatılan
Romantizm denilen an
Hepi topu bu kadar
Adam o günden beri
Herkesçe pezevenk
Yosmaya göre prens
Amma asaletine inat serseri
Aşk nedir sormadan
Aramadan
Yaşamı yormadan
Beraber yediler arının terini
Beraber sevişmeden dövüşmeden koyun koyuna sessizce
Güneşten saklayarak çıplak tenlerini karanlık izbe bodrum katında uyudular
Gecelere uyanarak
Alnının terini yemek arının terini yemekten daha mı şerefliydi
Öyleyse arına ödenen bedeller neyin teri
Nedir terin ederi
Neresidir terin yeri
Hükümranlığını dillendirdi rüzgar
Yağmuru söküp bulutların göğsünden savurdu öfkeyle
İki çift ayak otomobilin iki yanında ayakbastı ıslak toprağa
İki çift göz
Kederli
Bakmadan birbirine
Aynı anda döndü gökyüzüne
Derin derin soludu göğüs kafesleri
Yağmuru, rüzgarı, ormanı
/Tertemiz kokuyordu hayat ve tüm hatıralar/
Oturdu iki beden yaşlı bir ağacın dibine
El ele
Adı yoktu ağacın bile
Bir mısra mırıldandı adam
Nerden aklında kaldığını bile bilmeden
'bir orman gibi kardeşçesine'
Yüzlerinden saçlarından göğüslerinden aşağı sızan yağmur
Suratlarına çarpan rüzgar kalleşçesine
Ağladıklarını
Hayattan anladıklarını
İki yüreğe arsız arsız haykırıyordu
Nerde nasıl kim ne zaman önemsiz
Siz
Çoktan öldünüz
Kardeşlik ve kalleşlik ne kadar yakın iki kelime
Aynı mıdır her dilde
Fark etmez
Bedeli olmayan ne kaldı ki
Cennet düşleri bile pazarlığa tabii bu hayatta
Ucuz fahiş
Her şey alınır satılır
Sen bedel biç
Ederin kaç kuruş
Haber ver yeter ki
Sayısız hıçkırık rüzgara
Çaresiz göz yağışı yağmura
Avuç içi zula
Nice dal cigara katran katran
Ciğerinin duvarına b/ulaştıktan sonra
?Bu gece iş çıkmaz,
Gidelim' dedi yosma
Şerefin namusun her gün alınıp satıldığı çoğul yalnızlıklara doğru
Homurdanarak sarsıla sarsıla çalıştı otomobil
Tüm acılardan uzak kuytu
İnziva
Sığınak
Mabet
Liman orman
Uğurladı şerefi ve namusu para edenleri rüzgarın önünde
Oynaşan yağmurla izlerini silerek hayattan
Kaç fahişe dünya savaşlarını tetikler
Kaç pezevenk halkların kaderini çıkarına endeksler
Borsada kadavralar kaça gider
Hayatın en kalın yerinden kopartılmış umutlar
Savrulur fiziki bir haritanın üzerine çizilen sınırlar kadar
Avuç avuç darı saçılır cesetler dolar bazında
Kaç ulan kaç
Cevap ver
Ahlağın yasaların köpekliğine soyunup
Baş eğip
Tanrıların dilinde fetvalarla
Susa yatıp
Üç maymunu oynayan
Söyle
Olmayan şerefin ve namusun üstüne yeminler eden
Arı terini hayata katan
Hayatı satan kadar insanlığa faydası olmayan
Sahtekar
Haybeye gözyaşları pazarlama
Ne açlık ne yokluk koyar insana
İnsanın insana zulmüne yol verip
Sırtını dönenler
Şimdi iki lokma ekmek bağışlayıp
Ah vah diz dövünmekle
Ağıt dizelemekle
Kader denilen bir kelimeye devretmekle tüm yükü
Bir cana bile paha biçilemezken
Satılan gelecek namus ve şerefin
Nice canın bedeli sayılıp
Ödeşilir mi
Ne failler ne maktulleri belirsiz zamansızlıklara ipotekleyen
Şeref/siz ve nam/ussuz
Bu gün dünün
Yarın bu günün yüküdür ç/alıntı hayatlara
Alnın tersiz, arın yersiz, şeref ve siz
Gereksiz
Günbatısı gündoğusuna direnirken
Dağları paramparça kehribara boyayarak
Korkunç bir sabırla
Ağır ağır içine çekerek sıcak nefesini
Bulutlar gecenin saltanatını
Göğün göğsünde gözyaşlarıyla yıkarken
Tevekkülle serhatsız uzaklara başını yaslayıp
Kaç milyarıncı kez dönerken yörüngesinde güneş
Yılanın derisini terk etmesi gibi
Gecenin memelerine yapışıp
Terk etti yaşamı
Aşkı içmemiş
Çocuklar
Çıkartıp yüreğimi soydum elemi kederi
Ankanın külü gibi
Yenilendi yüreğimde elem
Daha büyüdü keder
Daha çok yandı canım
Soluk ışıklarını ihanet gibi
Gözlerimden saklarken sokaklar
Karaltılı yalnızlıklar geçiyor günden geceye
Yorgun bedenlerini
Küfürlerine bastırıp
Mum ışıması umutlarını söndürmesin diye
Bir nefeste puştun biri
Susuyorlar
İrkilir
Dikilir
Gün ışığına küskün
Yamalı bohça umutlar giyinmiş adamlar kadınlar
Gecenin bile gizleyemediği gözbebeklerindeki bıkkınlıkla
Sokak boylarına
Mutluluk histerili huzur yalanlarına
Haydi söyle
Tek başınasın
Bedelini sen seç
Kaç cana bedel namus dediğin illet
Şeref dediğin m/eziyet
Haydi rüzgara ve yağmura hasret topraklarda
Çoğalırken insanlar ceset ceset
Açlığa ve acıya şeref ve namustan bahset
Haydi aşk şarkıları söyle
Cehennemi yaşayanlara hayali cennet vaat et
Sen ancak kendine zarar yalnızlıklara küfret
Namus şeref maskeli ciğeri bir gözyaşı etmez
İnsan sıfatlı zulmet
Boş ver be
Boş ver
ne der bu şiir
Siktir et
Soğuk loş izbe otel odalarında her yitip giden hayat alabildiğine birşeyler götürüyor o insanlardan geri getirmemecesine, kabahat mi? Odun gibi, hayvan, eşşek biz erkeklerde tab ki...😅😅😅
Güzel manidar bir şiir tebriklerim sayfanda Nedim kardeş...👍
''Failsiz Maktulsüz Zamansız Cinayetler '' Bir hikayenin ön sayfası gibi etkili ve sürükleyici...
Çok çok güzel yine
Takdir, teşekkürlerimle kutlarım emeğinizi yüreğinizi...