Dolmuş Repliği
Kalkalım…/ ayakta kalan maviye yer verelim gençler
Eller ensede kaykıla kaykıla uzanmak
Denize ve göğe oturmak onun hakkı…
Kalkalım…/ canı burnunda…/ acıya gebe olanlara
Hayatın yaraladığı herkese…./ ve yakınlarına yer verelim
Sırtını sağlam bir koltuğa yaslayıp
Derin derin bir iç…/ uzun uzun bir ah! ve of! çekmek onların hakkı…
İlerleyelim
Hayatımızı morlayalım güzel annem, sevgilim, kız kardeşim
Az bi sıkışalım hanımlar-beyler
Göz göze sıkışalım…/ yakınlaşalım
İlk bakışta toz pempeye çevirelim aramızda doğan aşkı
Biraz sabır …
Biraz sabır hanımlar-beyler aşkta inmeye bir durak kaldı…
Elimizi…/ ve yüreğimizi uzatalım
Kırmızı bir gülü uzatır gibi birbirimize
Yerimiz dar ama…/ olsun…/ yine de dansa kaldıralım birbirimizi
Kalabalıkta sallanan bir bayrak gibi
-Kırmızı sana çok yakışıyor-
Tepemize inen kış
Yaprakları yolunmuş kırık bir dal gibi durma öyle
Başımıza değen gün ışığına
Şu dala ve şu yapraklara tutunup
Bahar gibi soluk soluğa bi güzel yeşillenelim bey baba…
Siyahı hor görüp arkaya ittirmeyelim lütfen
Siyahı sevelim
Er ya da geç -siyahın karanlığı- gerekebilir bir gün;
Saklanmak için devletin ve erkeğin şiddetinden
Zalimin zülmünden ve de kan bürüyen gözlerinden ölümün…
Beyaza sahip çıkalım arada sıkışıp ezilmesin gençler
Herkes kalksın…/ açılın…açılın…nefes almak
barışmak ve hayata karışmak için beyaza ille de ihtiyacımız var…
-Son durak…hoşça kalın hanımlar-beyler
Sesiniz, nefesiniz, kederiniz, gülüşünüz bana emanet kalsın
Bir aksilik çıkmazsa eğer -ki Allah göstermesin-
Göz göze…/ diz dize buluşuruz yine yarın…
Kasım 2020
Gönlünüze ve kaleminize sağlık.