Dolu
O kadar boş şey konuşuyorduk ki,
Biz onca Dolu'yken...
Zaman Boşa geçiyordu,
Biz ağzına kadar dolarken...
Neyi anlatıyorduk birbirimize?
Hangi hikayeydi bu oynadığımız...
Masallarda oyalandığımız...
Hiç gelmeyecek bir Roman'ın Kahramanıydık,
Hiç kavuşamayacak iki sevdalı...
Biz boşa konuşuyorduk,
Ve zaman isteğimiz dışında ilerliyordu
Kendi istediği gibi...
Konuşmayınca da geçiyordu işte zaman,
Her şey bizden bağımsızdı...
Yüreğimi bozguna uğratmış yitik savaşın kahramanı,
İçimden terk etim bu şehri, bu sokakları
İçime sakladım solukları
Soluk soluğa'yım...
Ağzına kadar tıka basa doluyken biz,
Boşa çıkıyorduk yine...
Bomboş kalıyordu ellerimiz arka sokaklarda,
Yüreklerimizde acılar doluyken...
Geldin, gittim işte...
Yine boşa çıktık.
Bir avuç toprak sonumuz,
Biraz dua, biraz rahmet, belki biraz da azap...
Ve yağmur yağınca toprak kokusu yok artık,
Çamur sonumuz...
(OnAltı-Şubat-İkiBinOnİki*10:25)