Dolunay

Acıları birlikte büyüttük seninle
sağrımızda
safran sarısı
sevda

beton duvarları aşmak için
asma köprüler kurduk gökyüzüne
yıldızlardan derledik
kızıl kara rengi
basamaklarla indik yeryüzüne
baskın yemiş
incir ağaçlarının südüne dayadık dudaklarımızı
baldıran otunu sarmaladık
yarım asırlık yaramıza
kurtlandı gözlerimizdeki umud
yitirmedik
yarım kalsada
bölünsede hece hece
hasretimize ekledik yırtık yeni
sarıldık öykümüze
tarihleşen yazımızla
tırnaklarımızda deştik
döl yatağını
en bereketli toprakların
azizlerin hırkalarına sarılmış
solgun benizli çocuklarla
büyüttük dualarımızı
yetimlerin sancılı hıçkırıklarıyla uyandık
yıkılmış sokakların
tozlu yollarında
sarmalandık gözyaşlarının sıcaklığına
badem gözlü yusufçuklarla
yusufeleri kucakladık
sarıldık
sarıldık duvarların
mermi oyuklarına

tanklara siper ettik ince bedenimizi
taşlar avuçlarımızda keçeleşti
açlık çadırları kurduk
akşam üzerleri
bir türlü sabahlar olmadı
dikenli tarlalardaki zeytinlerle
yeşermedi tanrısal düşler
defne dallarına sardık ölülerimizi
kenetlendi ellerimiz
böğrümüzde
care tükenmez dediler
cehennem kapılarındaki beklentiler
cennete yol vermediler
musanın asasıyla
denizleri ikiye bölenler
kan deryasında
yüzdürdüler
diyeti verilmiş süngülerini

bu acı sürgün verecek
gürgen yapraklarına dolanıp
çınarlaşacak bizim öykümüz
gökyüzüne erecek başımız
yarım kalmayacak
yarımlıklar bütünleşecek
sınırları dinamitlenmiş türkülerle
biz gene geleceğiz
mezata çıkmış
sürülmüş
kafilelerle
kutsanan topraklara
can suyu katacağız
asiden kopan ırmaklarla
deli dolu
dolu
dolunayca



Bu öyküsel düttürü, acıları yaralarına merhem olanlara adaklanmıştır.

22 Ekim 2010 30 şiiri var.
Beğenenler (1)
Yorumlar (4)