Dönüşü Olmayan Tren Yolculuğudur Hayat
Dönüşü olmayan bir tren yolculuğudur hayat,
Bazen son sürat geçer gider,
Bazen de hiç yürümez,
Kısa sürer mutluluk istasyonlarında durup kalkmaların,
Keder istasyonlarında bozulur kör olası tren hep,
Ne kadar çok seversen o kadar sevilirsin derler ya,
Sevildiğin kadar seveceksin oysa,
O kadar üzülürsün yoksa,
Üzerler.
Aşkların olacak,
Annen, baban, kardeşlerin,
Eşin, çocukların,
Ya da dostların,
Ya da yastık altında sakladığın papuçların,
Ya da ufak tefek sevdaların.
Seveceksin belki de yürekler dolusu, güleceksin de, ağlayacaksın da,
Kalabalıklarda belki de çok yalnızlıklar yaşayacaksın,
Yalnızlık huzur verir deseler de,
İnanmayacaksın,
Her yalnızlık bir acıdır, hüzündür,
Ne kadar yalnızsan o kadar ölüsün aslında.
Yürüdüğün kadar yol alırsın,
Soluduğun kadar dolar ciğerlerin, huzurla, mutlulukla.
Kokladığın kadar gül açar yanakların,
Tozpembe açar hem de bazen, kıpkırmızı bazen de.
Baktığın kadar görürsün uzakları,
Gördüğün kadar da bakarsın.
Hayallerindir gerisi işte,
Son istasyon diye ötene kadar düdüğü yaşamın.
Bileceksin,
Son istasyonda ışıkların karardığında,
Sana kalanların, adamlıklarınla anıların olacak sadece,
Dövünmeyecek, övüneceksin,
Her ne olursa olsun, sakın unutma,
Dönüşü olmayan tren yolculuğuysa bu,
Makinisti de, şimendiferi de sen olacak,
Kendi trenini kendin süreceksin.
20mayıs2013ist.