Dört Elle Savunulmalı Hayat
Yaşamak serüvendir biraz da
Kendi halinde bir kayık gibi
Çarpmak kayalara
Çırpınmak direnmek
Herşeye rağmen vazgeçmemek hayattan
Daha dün sınır illerinin
Bereketli ovalarını sarıya kesen
Ayçiçeklerinin seyrine çıkardım
Balkan köylerine yolum düştükçe
Peçenin yerini "ferace" denen
Siyah giysilerin almışlığına şaşkınca bakardım
Daha dün dağların ve yamaçların
Nemli yosunlu loşluğundan
Göğe "merhaba!" diyen
Kayın ormanlarındaki görevime
Sevdalıydım yanıktım
Genç kızların ellisinde anaların
Orman ürünlerinin üretimine
Katıldıklarına canlı tanıktım
Daha dün beş minaresi
Tek fabrikası olan
Kürt illerinin birinde gezinip dururdum
Kükürtlü bir kaplıcaya çevre köylerden
Baharı anımsatan giysileriyle kadınların
Çamaşır yumaya geldiklerini görürdüm
Nerden çıktı şimdi
Mimoza çiçekleri ve deniz
Hoş kokulu güleç yüzlü kadınlar
Ben ben olalı bu kadar yakın
Bu kadar iç içe olmadım
Orman deniz ve kadınla
Ey hayat! Seni dört elle savunmaya hazırım
Serüven kokan mayhoş tadınla...
Nerden çıktı şimdi Mimoza çiçekleri ve deniz Hoş kokulu güleç yüzlü kadınlar Ben ben olalı bu kadar yakın Bu kadar iç içe olmadım Orman deniz ve kadınla Ey hayat! Seni dört elle savunmaya hazırım Serüven kokan mayhoş tadınla... Şiirde yaşamın izleri var.Kutsal sayılan meslek aşkı,doğa sevgisi,bunlara ek olarak insan sevgisi.Hemencecik gelip geçti.Kalan tortuların savunmasını vermeye hazırlanan bir düşünce.İyi de eskiyi savunurken gerçeği değiştirmeden anlatmak gerekmez mi?Bu sanırım cesaret işi.Çünkü geçmişte bugün hatırlamak istemediğin olaylar olabilir.Hiç kimse benim hakkıma yan gözle bakmadı diyoebiliyorsanız savunmanızı hazırlayabilirsiniz.Çünkü diğerleri beşeri ilişkiler.Az çok tolere edilebilir.Ülkemizde hayatlar hep kapalı.Çünkü bu hayatların içlerinde ne hınzırlıklar var.Yüreğinize sağlık.Sevgiler.😙😙😙😙😙😙