Dört Mevsim Aşk
müsadenizle
dökülen yaprağın
sokağı ıslatan yağmurun tadını çıkaralım
yakındır kar da gelir
üşüyelim az biraz
ayağımız kaysın
eve çıkan yokuşta
tamam aşk üzerimize mai ama
mesele bir mevsimlik değil
zaten bahara herkes aşık
bizim ki öyle değil azizim
bizim tutkumuz Eylülle başlar
ufaktan sararır yapraklar
sevgiliye kaşkol olur kolumuz
yağmur gelir yavaş yavaş
yağmur sevgilinin gözyaşı olur
kimi vakit de aşkın yaşı
arada kendini gösteren yaz havası azizim
yüreğimizin hiç soğumayacak olduğunu hatırlatır
girdik mi güneş batımı eve
kapı kapanışında ansızın öp
ısıt sevgilinin içini der bu hava
soğuk havalara vitamindir bu öpüş
kar
tutkudur
tamam papatyaya vazgeçilmezdir de
bu beyaz başka beyaz
hele de lapa lapa yağdı mı
takma eldiven
sevgilinin kolu altında ısıtmak
gibisi yoktur ellerini
vermez yaz sıcağı bu tadı
pembeleşince yanakları
öp der öp
hiç kimse umrunda olmadan
içini aşikar et der
bir de kuzine soba bulursan
al başını dizlerine
dışarda kar adam boyu olsun
ha o saçlarının ıslak kokusu varya
doldur ciğerine
bulamazsın başka mevsimde
sonra hafif hafif bahar yağmurları gelir
öyle bir davet eder ki toprak kokusu
çık azizim çık
ıslanmak güzeldir
rastladığın ilk erkenci çiçeği
sevgilinin avuçlarına bırak
doğa ana yerine binlercesini koyacak
korkma aşk ile affeder seni
kırkikindi vaktini hiç kaçırma
beş dakika yağar
hele de tutup sevgilinin elini
dünyadan bağını kopararak koşarsan
o koca damlalı yağmurun altında
bir ömürlük ıslaklık olur üzerine
eee papatyaya mevsimi de geldi artık
anladın işte uzatmaya gerek yok
ve yaz
girme eve azizim
kimse sana bir ömür daha vermeyecek
her fırsatta gün doğumunu izle
Eylül yine gelir de
anladın işte
sonraki Eylüle çıkmamak da var
mesele maiye aşık olmaksa
hepimiz aşığız
mesele dört mevsim aşk azizim
dört mevsim aşk...