Dostluk Pazara Kadar Değil Mezara Kadar
çok güldüm
doğrusu yaşarmadı gözlerim
çok özledim
hasretine doymadım
öyle bir düşledim ki
alsam eline kırılacak
parçaları elimi kanattı
dostluk pazarda elma şekeri almakmış
oysa bildiğim mezara kadar dikmektir
çok ağlarken
hiç gözyaşı silen olmadı
umut dolu gün ışığı yağardı
gecelerimize
seni düşünürken yağan yağmur s/eli
tenimden akan terindi
sensizlik zamanlarına tuz buz olan
umuda yayan yürüyen dirençli sevdaları vardı
dost dediğin yokluğunda varken
hasretine kalan yıllarım
yaşarken
korkmuyorum
ne haberin olsun
nede duyulmayan naraların olsun
yaralarından akan tenime terin islattı düşlerimi
yokluğunda dem olan sevdası yürek yakardı
bakıyorlardı
donuk yüzleri
güneşin şevkine asılan
gözlerin
sessizliğinde
gözleri ateş alevi gibi yanarken
sabahın ayazlarına kuşanırdım
dostun tenhasına savrulurdum
bulutların maviliği
uçan kuşlarla göçün seher yelleri
sana hasretle uçarken
kanayan yaralarımla savruldum
dost bildiklerime...
04*01*12*K*r*ş*t*
*dost dediğin darda var olan
kost dediğin bollukta varlığı neyleyim