Dudağımda Demi Kaldı Gecenin
Derin suları kifayetsiz yangınlardayken
Köze döndürmede ateş asi koyaklarını...
Dokuntular turlar gönül umarlarını
Delirir ten yar solumalarında
Çıkar fethe nefes oynaşmaları
Zirvelerine meydan okur dirilişler
Sarar bedeni sıtma nöbetleri
Eller ulak olur sevda öykünmelerine
Düşsel haz dalgaları vururken venüs oylumlarına
İçerler çığlık devinimler gizlerine
Doğa nefesini tutarken
Yazar mehteran eşliğinde zirve zabıtlarını
Ramak kala duraksar avazları
Ardından yankılanır çığlıklar ovadan dik yamaçlara
Erir ateş lime kaynaklarında
Geceye sayıklanırken aşk söylevleri
Nefes nefese peydahlanır duygu mealleri
Sanki diner doygu vuruşları tende
Sanki ıslah olur dere yatağında arzu
Söylenir düşünsel titremeler
Konar kanadına gönlün
Beklenmedik arzular
Uzanırken kokusuna güllerin
Tutar aklına kilit ellerimi de...
Ve ardından
bir iç çekiş sesler yüreğe
Peşi sıra düşerim yokluğuna
Dudağımda demi kalır gecenin...
DUDAĞINA DEMİ DÜŞEN GECE...
YÜREĞİNİZE SAĞLIK...
GECENİZİN AYDINLANMASINI DİLİYORUM..👍👍
İnsan aklına, duygusuna kolay düşen paratoner kavramlarda çakışmaların kendiliğinden gerçekleşmesi olası. Şair zekası bunun ayırdını kolayca saptayabilir. Ki bu şiirde çakışan kavram olduğu söylenemez. "Sevda öyküleri" her yerde söylenir, sevda öykünmesi de öyle. Belirttiğiniz gibi sevda öykünmesi kavramını şiirlerde pek raslanmaz, diyelim ki raslansa bile çalıntı olduğu da söylenemez. Pek çok şiirde dil tutulması yerine "lal", kalp yerine artık "sol yan" kullanılmaktadır. Belki baygınlık veriyor ama alıntı/çalıntı olduğunu söylenemez.
Şiirde takıldığım yönleri küçümsemeden değindim. Olgun tavrınızdan dolayı teşekkürlerimi sunuyorum. Saygılarımı sunmayı da unutmuyorum.
Sayın Ergüney; bu şiirde, imgelerde alıntı/çalıntı hatta esinlenme olduğunun söylenmesi bence de tutarsız bir düşünce. Üstelik şiirin genel çatısının güçlü oluşuyla şairinin böyle bir yönteme başvurmayacağı da çok açık biçimde sezilebilir.
Bir şiir için "çok güzel, mükemmel" denilirken gerekçelerin açıklanmaması tembelliğinde o kısa yargının nasıl yüzeysel kalacağı düşünülebiliyorsa, dayanaksız bir ön yargıyla şiirde alıntı var deyip işin içinden sıyrılmak da o denli tutarsız. Şiiri okurken şiir algımda takıntı yaratan konuları küçemsemeden dile getirmeye çalıştım. Bir değerli arkadaşımızın belirttiği gibi polemik yaratmak türünden amacım olamazdı. Söylediklerimin sonundaki düşüncemi de saygısız ve hakaret eden bir yaklaşımla ifade etmekten kaçındım.
Ayrıca bazı şiirlerde, şairlerinin haberi bile olmadan bazı örtüşmeler de olabilir. Nazım'ın "Anadoluda bir köy mezarlığına gömün beni" dizesiyle Cahit Kulebi'nin Gömüt adlı şiirindeki "Dağ başına gömsünler beni" dizesinde benzerlik bulunmaktadır. Kulebi bu şiiri Nazım'ndan sonra yazdığına göre kesinlikle bir esinlenme olduğu söylenemez. Hatta "dağ başına gömsünler beni" dizesi başka şiirlerde de geçmektedir.
Bayağı olgunlaşmış bir şaireden olgun bir meyve nasıl olabilir ki tebriğe doymuş ve tok cümleler zirvelerin şairine başarılar Tebrikler😊👍
şiir güzel tebrikler