Dudaklarımda Tuzun
İhanetinin belgesiydi yere düşen yüzün,
Giydiğin beyazlar paklamaz seni,
Ömrünce omzuna çöreklenir hüzün,
Evladının sevgisi aklamaz seni,
Anlarsın gün gelir anne olunca,
Doldukça taşar o güzel gözlerin,
Paslı çivi gibi çakıldın sol yanıma,
İnanmam bir daha, yalan sözlerin.
Derdime derman olamazsın artık,
Ölüme sarıldım mabedime gidiyorum,
Dilimde duamdayken yalnızlık,
Sensizlik şarabını aldım içiyorum.
Sana ne dediysem yanlış anladın,
En güzel düşleri bile kötüye yordun,
Kırk bin yerimden kırarken kırıldın.
İşte seninle geldim, işte gidiyorum.
Sevin çaresiz bir insan bakar yüzüme,
Her sabah ezanla kalkıp anneme bakıyorum,
Hayırlı bir evlat oldum ben ömrümce,
Allahtan sana da ben gibi diliyorum.
Aldıkça eline senden bir canı,
Gözlerin görsün öldürdüğün aşkı,
Ellerin tersiyle itilirsen sevdiğim.
Anlarsın beğenmemek neymiş yaratılanı,
Kalbimde bir koyla gibisin,
Nereye gitsem sen hep bendesin.
Karanlıklarına gömdükçe sen beni,
Hala gözümün feri, hala kıymetlimsin.
Sen mutlusun, bu yeter bana,
Unutma sınav bu dünya sevdiğim,
Verdiğine de şükür vermediğine de,
Sen istesen inancınla da beni ezersin.
Dudaklarımda tuzun, kışın sensin yazım.
Affettim ben seni, Allah ne yapar bilemem,
Kara kışlara dönerse aydınlık yazın,
Anlarsın çıkmaz seni benim gibi seven.