Düğüm
Ey baht
nedir
sırtıma günbegün kambur göçürten ağırlık
söyle bana
hangi ateş tutan el uzandı da
eridi sırrı hayallerimin
Sanki
kötülüğün kırkbirinci düğümü çözülmüş de
bütün iyilere karşı siper edilmiş gibi
sol yanımdan zihnime giden yol
Kırsam
döksem
dirensem
içsem
ne fayda
hangi ağlama kendini gözyaşı sayar ki
vakti gelmemiş bir yoksunluğa
Söyle
nedir bu ağırlık ki
yönünü şaşırmış göçmen bir kuşa çeviriyor
ayaklarım beni
suyu ararken
buzdan ve ateşten geçiyorum
tepemde bulutlar
kırkikindilere hazırlık yaparken üstelik
Hangisinin daha uzak olduğunu
artık kestiremediğim pencelerden
pek de sarı sıcak olmayan
selamlar işitiyorum
yolların
ayak izlerini taşımayacağına dönük
ve bir o kadar da sönük selamlar
Eğilsem
koşsam üzerlerine üzerlerine
yahut kavuştursam beş vakit
ellerimin çizgilerini yüzümün çizgilerine
ne fayda
hangi dua dönüşmek ister ki
ezelden bir yaranın kabuğu olmaya
Söyle
nedir bu ağırlık ki
henüz kazılmamış bir mezarın taşları
evimin iki yöne açılan kapıları oluyor
ve hâlâ yaşıyorsun diyebiliyor
bir kendim öteki kendime
Kimsesizliğimiz selam veriyor kendine.
Çok güzeldi. Tebrik ederim.