Dün Duvarında Gölge Dansı
An/sızın dediler
Ne bileyim işte birden
Şaşkınım …
Gölge dansındaymış dünler yarının duvarında
Bana bakma
Nimettendir diyorum hala ,
Boğaza takılan lokma
Elden düşme bir gün işte bu
Kasap çengeli bilmece
Zinciri kopuk salıncak ya an
Aldatmaya çalışıp kendimi
Kaza süsü verdim ayrılığa asuman
Bir yün fanila
İki kazak üstündeyim
Yine de üşüyor içerim
Buz gibiyim asuman
Hani var ya üstünde kayılan
Sen yağıp dur fark etmez
Bir yanım zaten sırılsıklam
İçli dışlıyız seninle bilirsin
İyice güzüm işte
Yaprak dökmüş ağacım
Suratımı da astım faydasız
Bilmem ki nasıl kuruyacağım
Dünün sızısı, günün tasası olurmuş
Muhabbet tebdil gezen mülteci
Göçebe dengidir şimdi aşk
Dip notuyum anlayacağın,
Bir hikayenin
Sonun başında düğümlü tülbent
Göğsünde kesmeyen bıçak
Avucumda bir dolu saçma var
Şiirleri vuracak
Varsın dişsiz kalsın diş fırçam
Terliğim ayaksız olsun
Ne diyeyim bana ne
Aman be asuman
Şiirler yazarız artık seninle
Güneşli günlerde
Havadan ,sudan
ansızın dediler ne bileyim işte bir yangın yeriydi o ân gözlerim duvarlara çarpıp gölge oldu yarın diye bildiğim her şey dünün hançeriydi sanki bakma bana ey asuman nefesim boğazda takılmış bir yalan gözyaşıyla pişen ekmek gibi elde kalan dilde yarım bir nida
tebrikler…
Şiirler kurutur belki içimizdeki ıslaklığı. Güze hazırlanırız Asuman. Tıpkı olması gerektiği gibi.
Güzeldi Demir bey. Kaleminize sağlık. Tebrik ediyorum güne düşen şiirinizi. Daha nicelerine diyelim o zaman.