Dünya Muhabbeti
Bir hâlden bir hâle, kaçıncı sefer,
Ölüm yolcusuyum doğduğum zaman.
Makamım kulluktur, rütbemse nefer,
'Elest' nidasını duyduğum zaman.
Beşeri zaaflar başa gelince,
Nefsime fiziki hazlar verince,
Gıdasını versem yerli yerince,
İçine çekiyor koyduğum zaman.
Dünya muhabbeti beynimi yırtar,
Külfetim çoğalır, mihnetim artar,
Ya Rabbi nefsimin elinden kurtar,
Onun buyruğuna uyduğum zaman.
Suyumu içerken, aşımı yerken,
İsyanım başlıyor 'Hamt olsun' derken,
Kanaat mülkünde yaşamak varken,
Açlığım başlıyor doyduğum zaman.
Hidayet ehlinden gelince hüner,
Dalgalar dağılır, fırtınam diner,
Güneş gökyüzünden gönlüme iner,
Zulmeti ışıkla boğduğum zaman.
Sanırdım et, kemik, iliğim, kanım,
Ten acı duyarmış, deride canım,
Ehli harabata döndü nişanım,
Beden gemisini oyduğum zaman.
Tevhit terazisi varken özümde,
İkilik eseri kalmaz gözümde,
İlkbahar gülleri açar güzümde,
Şeytanı başımdan kovduğum zaman.
Aşka yenik düştü azgın gururum,
Dost nereye koysa orda dururum,
Yaralı kalbimde huzur bulurum,
Kendimi benlikten soyduğum zaman.
08?03?2008
okumanın başka bir hazzını duyuyorum yaralının yaralara dem vurmasıyla hocam kutlarım....
👍👍👍👍 bir halden bir hale gelmek....hem de kaçıncı sefer... vahdet felsefesinin doruklarında gezen ifadeler... hallacın çilesi, nesiminin nefesi görülüyor. ve yaralı şiirleri felsefe dersleri vermeye devam ediyor.