Durak
Koyu bir yalnızlık birikti
Sabahlayan şakaklarımda
Hüzünlü akşamlar yaslıyor başını
Yorgunluk duraklarında
Sonraya açılan penceremde gün batımı
Renkler bile yitirmisken anlamını
Hâlâ mırıldanıyorum
Senden bana hatıra kalan şarkıyı
Avuçlarımda kalan buğday yanığı...
Kirpiklerimi ıslatıyor hasretin
Derken düğüm düğüm dilim
Konuşmaya mecali yok kelimelerin
Sen yine çözülmeyen bir düğüm
Yağmur yağıyor yine
Bulut taşıyor bakışlarım
Her bugusunda sen geçiyorsun gökyüzümden ,
Ve ben semaya kaldırırken başımı .
Geçip gittiğim yollarda
Tüm yolculuklarım sana
Daha kaç durak özlemim bilinmez ..
Derken uyku tutmuyor yine
Gölgen değiyor sanki duvarlarıma
Sarılsam diyorum gülüşüne
Ve asılı kalsam öylece..
Pranga yemiş duraklardayım ....
Bir mahkum edasında bulacaksın ,
Dönecek olursan geriye...
Mükemmeller listesine bir ekleme daha, yüreğinize sağlık.
Pranga yemiş duraklardayım .... Bir mahkum edasında bulacaksın , Dönecek olursan geriye...
Tebrikler,bir solukta okudum.
Öbek öbek, katmer katmer hasret. Kalpten buram buram yayılan pişmanlık. Gideni yeniden kazanma tutkusyla bezenmiş sanki. Ya da tam tersi. Ve fakat her anlamda çok derin bir yalnızlık hakim eserde. Okundukça farklı anlamlar çıkarabilecek. Çok beğendim. Size ve eserinize en içten saygılarımı sunuyorum.