Düş 11
Tam da sabah kahvesi gibi, gökyüzü.
Uyanınca baktım şöyle, hafif zerduşt hava.
Tam pencereyi açmıştım ki, soğuğun eli,
Tokat gibi geldi, sanki dün akşam da oldu.
Bir türlü bulamamıştım, lambanın düğmesini,
Yakıp kendime bakacaktım oysa, yüzümde,
Bırakmışlıkların gölgesi mi vardı, kayıpların?
Sonra gözlerimi kapadım, karanlıkta, sımsıkı.
Saçımı tararken, birden düşündüm de,
Oysa gerek yok demiştim, bardak elimde,
Kimi yaşamların kesişmesi gibi can kırıklarına,
Başım sağa doğru yattı, sanki sana daha yakın.
Gömleğimi iliklerken, hafif bir çiçek kokusu,
Biraz da gülümseme geldi, hani uzak hatıra.
Yatağa oturdum, ellerim yanımda, gözlerim...
Gözlerimi, kapatmasam bir daha, sanki iyi böyle.
Neyse, dün de demiştim, belki kendime dedim.
Kim bilir, belki bir şey demişimdir, belki iki şey,
Aklım uzaktaki maviliklerde, bir de kumsallar.
Kumsallar gibi tane tane bir, öyle sana yakın.
Sonra kalktım, hava kapalı, yağmur yağıyor.
Şemsiyem arabada kalmıştı, ıslanırım şimdi,
Yağmur alır üstümdekileri, bir ben kalırım.
Aslında güzel de severim, biliyor musun?
Nereden bileceksin...
Uyuyorsun.
Kendinize özgü tarzınızla, duygularınızı şiirinizin satırlarıyla bu kadar güzel buluşturduğunuz için sizi çok tebrik ediyorum sevgili şairimiz. Kaleminize ve kaleminize güç veren yüreğinize sağlık.Çok beğendim.👏👏👏👏👏