Düş Hırsızı
Birbirine ters orantılıydık biz seninle;
Sen çoğalıyordun,
ben
kendimden eksildikçe.
Olay mahalline dönmen zaruri değil;
Katilimin kim olduğunu biliyorum.
Bir Rum fahişesi, gece,
Hazırken göğsü kıllı dünyanın koynuna girmeye,
Devriyelik yapıyordu parmakların
gözlerimin sokağında.
Zabıta subayı gibi takılıyordun peşine hüznümün
Ve ilk gördüğün yerleşkede,
tutukluyordun gözyaşlarımı;
Gözümden akanı, avucuna tıktığın kadar
Yıkanabilirdi ancak günahların.
Azrail'i olduğun kadının yüzüne hiç bakar mısın?
Kirpikleriyle dökülen soluğunu,
Ağzının kenarından akan salyalı sevgisini,
Sayısız yerinden bıçaklayıp paramparça ettiğin kalbini,
Yıkık dökük o kalbi tutabilir misin ellerinle
Yeni doğmuş bir bebeği şefkatle tuttuğun gibi?
Katilimi tanıyorum;
Biraz önce hayatımdan geçti.
Dilenciliğe soyundum;
Düşlerin avlusunda,
Kadınların topuk sesleriyle beste yaptıkları uzun köprüde
ve genelev
bazen öznel evlerde.
Bir gün avucuma bırakacaktı seni
yufka yürekli biri;
Başımın, gözümün sadakası olsun diyerek
-ki
Allah razı olsun!
Çoğunlukla duvar diplerinde,
pencere pervazları altında yürüyorum ki
belki bir saksı gibi kafama düşersin...
Çoğunlukla
Arşimet gibi elma ağaçların altında gün eskitiyorum ki;
Dengeni kaybedip düşersen saç tellerime,
Belki,
Cehennemin dibine batan ruhumun
hayata kaldırılma kuvvetini bulurum...
Deliler gibi beklemek
Bu olsa gerek;
Öteki bir deyişle; beklerken delirmek.
Gelme artık!
Sadakatin tasmasını takmış olsan da boynuna,
Kurnaz bir pazarlamacı gibi
İkinci baharın tanıtımını kusursuzca yapacak olsan da,
Sen artık sen olmasan da,
Ne olursan ol,
Gelme!
Zira;
Cesetlerin ırzına geçmiştir çoktan toprak;
Ahiretin yeni gelinidir
aşka kurban giden kadınlar.
Katilimi herkesten daha iyi tanırım;
Plakasıydı bir zamanlar uğurlu sayılarım;
Maziye doğru gidiyor şimdi otomobiliyle,
Bırakın,
kaçsın...
Hep "O" olma döngüsüdür zaten aşk, kendinde erittiğin potada... Ve aslında kendimizin katiliyizdir hep başkalarının uğruna.
Kutlarım.
ve herkes katilinin kim olduğunu bilir bir bakıma her giden kalanı öldürmüştür şiir güzel kurgu iyi özgünlük yavan yapmış yalnız eleştiebileceğim tek yer "göğsü kıllı dünyanın " benzetmesi bu benzetme şiirde pek hoş durmuyor anlam bakımından tamamlasa da.. bence biraz daha maganda kültürüne yakın bir deyiş
Düş Hırsızı; avare gecelerim...
''sen çoğalıyordun ben eksiliyordum''
böyle başlar büyük sancılar
döşü kıllı dünyanın (erek) koynuna girmek*
şiir'in kurmacası çok iyi bütünlük baştan sona korunmuş özelikle bazı yerler varki cezbedici
-Bir Rum fahişesi, /gece.../** -Öznel evler -Cesetlerin ırzına geçen toprak (soyut çoğalımlar) -Kurnaz bir pazarlamacı -Saç tellerine düşen esrik haletlik -Artşiment eksiten yeşil dünyalar ... ...
Bıraktım kaçsın düşümden Ahiretin yeni gelin-i...😡
Kutlarım...
Okurken düşünmeme sebep olan tek kalem. Ve bilirim, bir şiiri insan okurken düşünceye itiliyorsa o şiir bir kitap kadar yücedir.
Tebriklerimle!
bırakalım kaçsında gönül öyle söylemiyor ateş düştüğü yerde yanarak büyüyor yinede karşı koymak nafile paylaşım için teşkkürler saygılar