Düş Kırığı
Buradaydım
henüz yutkunmamış bir dünyaydı baktığım.
Bana ait olmayan bir pencereye
usandım demet demet çiçekler bırakmaktan
Bir yanım mimli bu şehri terk etmekten
beyhude akşamüstleri yandığım satırlarım.
Kırılganlığındayım
üç günlük sevdalar uğruna koparılan papatyaların.
Hala mahcubiyetini hissederim
ne vakit yağmur yağsa
ayakkabılarının içi su alan çocukların.
Yara sarmak,
tütün sarmaktan daha mutlu edince anladım…
Kısık gözle bakan bir hatıra şimdi
kalbimin sütunlarında yaralar açan bakışların.
Adınla başlayan ucu yanık bir mektup bu
senden kalma yaralı ellerim.
Anlat bana mezopotamyadan geçer gibi gözlerini
son sığınağım yüreğini anlat
ip atlarken ruhunun ara sokaklarında
nefesinle ısınan evimi anımsat ki biraz ağlayayım.
Yanlış adreslerin
Kapı önlerinde bıraktım utangaçlığımı.
Nebi mirası sabrımla yoldaştım yüzünün çağına
İnce hüzünlerden örülmüştü yüzüm, sessizdi kıyılarım.
Ben ara ara perdeyi aralarım
dünyaya başkasının yarasından bakmak için
Sığmaz yalnızlığıma pencere kenarlarım
ne vakit ayaklansam içim gider ben kalırım.
Derin bir hüzün birikir bağrımda
ben hangi mevsimde olduğumu
hep avuç içini öpünce anlarım…
Hangi düşün kırığıdır bu
nerede o bir uçurtmaya kandığım gökyüzü
göğsümün kubbesinde çınlıyor dualarım.
Topraktan yaratıldım elbet çiçekler açacağım
ben en büyük ayrılığımı
hiç kavuşamadığım çocukluğumla yaşadım.
Suya yazdım bakışlarımı
çok sevmekten de öteydi güzel sevişim
sen benim gönül göğümde uçan kuşun adıydın.
Yuva yapmıştın ağız dolusu kahkahalarınla yüreğime
oysa sen beni hep
dönüp dolaşıp dinlendiğin bir sığınak sandın.
"aşkta" güzel sevmekten öte ne güzel olur ki sevgiliye.
Lâkin; güzel sevmek yetmiyor
sevmeyi bilmeyene.
Sonrası "düş kırıklığı"
Kaleminiz var olsun hep kıymetli Mustafa şairim..
Sevgi saygımla hep..