Düşünemiyorum Unuttum
Hadi söyle şimdi bu sevgiyi,
Anlat bedeninin kokusuna ve ruhuna
Sensizliğin tadınıda anlat
Usulca bensizliğin sol yanına,
Dik bu yontulmamış taş duvarları
Bedenin gibi gurur kokan...
Neden bu kadar kibir yanar duvarların
Ağız hecesi gibi ezberi zor aşkının,
Nice hayatlar gibi şimdi o vurgunun izleri
Bu merhemsiz yaralar ve
Ayrılığın sessiz yer altında yatan tabut gibi çığlığı
Neler düşünüyorum ben bunları yazarken
Garip değil mi sanki bu ayrılık acıları
Sesimi duyunca ağlıcak bir bebek gibi
Şimdi yatagında mışıl mışıl yatan.
Tertemiz nefretler besliyorum şimdi
Ap acık !
Ve sebebindir günlarımın balcığı
Ve susuyorum bu dünyaya boyun eğiyorum
Toprağa sürüyorum tenimi.
Sesler sanki bu kocaman,
Yalnızlığın adeta içimde dönen fırıldak gibi dedikoduları
Aklımı fikrimi orda kaybediyorum
Yalnızlığın o senin ucurum kenarında dil döktüğün
Cevabın o gibi o ucurumdan atlayan anıların
Çocukluğuna in bu derin cefaların.
Üstüne tut güneş gibi yakamozun dallarını...
Uzat ellerini tutun acılarım..
Dönme geri fare oyunu gibi
Islak nemli çiğ yemiş akşamdan bir toprak gibi kuruntularım
Ne zaman arkana baksan kırılır içimde
Acıların savrulur bahar bahçemin dalı gibi yalın
Yap o zaman gerçeğin resmini,
Yakıyorum bu kör kütük sarhoş duyguları.
Düşünemiyorum unuttum.