Düşünsene
düşünsene,
annenin seni doğururken çektiği acıyı,
şimdi sana bakınca gülümsüyor,
aklından bile geçirmiyor o anı.
anlasana,
mutluluğun yüzünde saklı olduğunu.
kalbin kemiği yok oysa,
nasıl da kırılıyor öyle.
düşünsene,
ağrılarını dindirmeye yetiyor,
bazen birinin sesi.
anlasana,
bir konuşsan,
onaracaksın bütün moral bozukluğumu.
kaç günün bitişine şahit olmuşsak
o kadar yaşamış, o kadar ölmüşüzdür.
düşünsene,
yanının birazcık cennet olduğunu,
senin uzaklığınınsa bir cehennem boşluğu.
anlasana,
seninle olmanın
vakitle, nakitle
yani hiçbir dünyevi değerle ölçülmeyeceğini.
insan bazen bakmadığını da görür.
düşünsene,
sen bana bakıyorsun
ve ben mutluluğa görünüyorum.
anlasana,
nereye gitsem, sensin benim yurdum
olmadığın yerde, vatanını kaybetmiş bir mülteciyim.
sana gel demiyorum,
sadece birazcık düşün diyorum; düşün!
sen gömleklerimi ütülüyorsun
ve hayatımdaki bütün kırışıklıklar düzene sokuluyor...