Düşüyorum Gözlerinden
bir uçurumun kenarında
yükseklik korkunu hatırlarsın ya
düşmemek için
tüm ruhunla titreyen ellerini uzatıp
boşluğa doğru yalvarırsın ya
sanki orada biri varmış gibi
olmasını bin dua ile dilermişsin gibi
kanayan gözlerinle bakarsın ya
hani o ölüm
ve hani o ayrılık çizgisine dokunduğunda
sığınmak için bir başka kalbe muhtaç olduğunu
ama ondan mahrum kaldığını anladığında
henüz aklını yitirmeden önce
dudaklarını açıp da nefes almaya çalıştığında
içine bir taş gibi alevler oturduğunda
gözlerini dikip yağmurları beklersin ya
hani son denen şey bir türlü gelmediğinde
ölüm bahçesinde açan bir gülün kulaklarına
hadi, hadi tut beni n'olur
gözlerinden düşüyorum, diye fısıldarsın ya
ve o son cevap gelmeden bir ömür daha yaşarsın ya
hayat nedir diye sorduklarında
cevapsız sorularınla
uzağa çok uzağa bakar
ve bir çöl kadar susarsın ya
onun gözlerinden düştüğünü
gözlerine bin muhtaç kaldığında anlarsın ya...
21.05.11