Duygusal Atık
Biraz ineyim dedim ruhumun derinlerine
Sanırsın el değmemiş arka bahçe
Ne çok şey birikmiş üst üste
Benden gelenler yetmezmiş gibi
Binlerce başkalarına ait duygusal atık
Kalp kırıkları, pişmanlıklar
Yalnızlık, sitem
Öfke, nefret, korku
Yaşanmamış aşklar,
Özlemler, kayıplar
Ve ihanetler…
Girdaplara kapılıyorum
Tam kurtulacakken, bir kara delik çekiyor içine
Sağanaklar derinden yüzeye delice ıslatıyor
Yıldırım ve şimşekler peşimde
Çıkmalıyım en tezinden
Bu savaş kendimle
Uzakta silik belirsiz bir gökkuşağı
Önce başkalarının yüklerinden kurtulmalıyım, biliyorum
Sevgi ve güzel dileklerimle sarmalayıp
Ekledikçe uç uca
Kocaman bir uçurtma kuyruğu oluşuyor önümde
Uğurluyorum uzaklara birer birer
Ve her seferinde biraz daha yaklaşıyorum gökkuşağına
Şimdi daha belirgin
Ruhum hala gelgitlerin tutsağı
Biraz daha yük bırakmalıyım
En saf zamanlarımdaki küçük yaraları örtüyorum öperek
Derinlerde acılarımı yakıyorum, küllerim havada
Affediyorum sessizce, gizliden
En zoru ihanetleri uğurlamak
Keskin bıçak, amansız ağ
Dipsiz oyuk
Sanırım daha zaman var
Anka olup doğmaya
Yine de gökkuşağını morundan yakaladım
Derin bir sevinç çırpındı içimde
Güneşe çok yolum var biliyorum
Kelebek kanadıyla uçuyorum renkten renge
Kutluyorum bu güzel şiirinizi gönülden
Gün Eksilmesin Pencerenizden
Saygılar Sevgiler
İnsanın el değmemiş arka bahçeleri hep talandır. Ne yıkıntılar ne yürek yangınları, ne anlamsız boğuşmalar. Amma velakin hepsi birer tecrübe; iyide olsa kötüde olsa. Ama işin ucunda Anka gibi doğmak da var... Küllerinden yeniden doğsun yürekler! kutlarım, sevgiler...