Duyuyor musun
Duyuyor musun
dokunmadan da ağlıyor sanki bulutlar
bir valize sığmıyor ümitlerim.
Sayfaları yırtık nicedir alın yazımın
kendini bende bırakma ne olur
ben boşluklara çarparak uyanıyorum bu aralar
cadde cadde gezdiriyorum unutulmuşluğumu
hep gece yarısı çöküyor göğsüme hüzün
şehrin ışıkları batıyor yalnızlığımın gözüne
ne vakit saate baksam sen yoksun...
Duyuyor musun
ömrümden geçiyorsun ağır aksak
bir kelimeyi çok cümlelerle özlüyorsun.
Bilmiyorsun çünkü yutkunuşlarımın seansını
göğüne küsüyor kuşlar ne garip
burada her şey öksüz büyüyor
hangi köşeye çekilsem yokluğun
sıvaları hep yıkık dökük mutluluğun
gözyaşı yüklü bu şehrin askılığı
vakti yok acıya göçün
harflere bölünüyor omuzumdaki kırılgan sözcükler
mazur gör kirpiklerimin toprağa bakışını
ruhum öldü
sela’m okunmadan bana bir dokun...
Duyuyor musun
güneşi yasaklıyor ellerin
ve lekesini geçirmiyor hiçbir yağmur sensizliğin.
Söyle sevgili
hangi el değmemiş sularda kaldı rengi gözlerinin
incinmişliğim
yıldızlar kaymadan önce başlıyor
intiharına saf tutuyor gözyaşlarım bir kelebeğin...
Duyuyor musun sevdiğim
Ben hiç
Hem seni sevip
Hem de
mutlu olmayı düşünmedim.!