Ebemkuşağı Çizseydiniz Yüzüme
Ebemkuşağı Çizseydiniz Yüzüme
gizlice gülümsüyora benziyen
tek tük yağmurdu çiseleyen
ben ağlamıyordum
alaca karanlıklarda kovaladığım
gorgo’lardı sancılarım
gecenin ortak çıldırılarında
içinizde - izninizle -
utangaç rüzgarmışcasına gezinen
uzaklara bakışlı adamdım ben
bulutların ak gizinde yüzen
tanrısal ışıklar geziniyordu yüzünüzde
yüreğinizden beslenen
susuyordum
ben yosun tutmuş hüzün artığıydım
sessizliğinizde büyüyen
ateş böcekleri yuvalanmıştı teninizde
tadı yoktu tek kişilik ölümlerin
bu yüzden bekliyordum
- ömrümce bulamadığım -
dört yapraklı yoncalar buluyordum gözlerinizde
ve ilk şiiri yazıyordum ölümüme
oysa doğmak kolaydı yeniden
renklerinizle
benden daha şaşkın ellerinizle
ebemkuşağı çizseydiniz yüzüme..
ya da
çıkılacak dağ
yüzülecek bir deniz çizseydiniz
böyle küflü bir şiir akşamında
içime s/imgesiz yerleşmeseydiniz
( şiirin son dizelerini bu şiire o kadar yakıştırdım ki sevgili İCEBERG’den izin isteme nezaketini bile göstermeden şiirime ekledim.. af ola..