Ebrulim
... EBRULİM
Kızıl süraviler geliyor şehirlerinden
Atların yelesine tutunmuş hüzün
Dört nala geçiyor
Kalbimin her yerinden.
Sokaklarımda hüküm sessizliği
Avluda sıra sıra idamlıklar
Sadece bir sükûtuna bakar
İner boynuma
Kızıl saçlarından kılıçlar.
....... Seninle bir daha savaşırsam eğer
Beni sakın bana bırakma
Ya götür doğduğun topraklara
Sarıl ökse otlarınca,
İhtirasla
Yada öldür bir bakışınla
Ama yaralı bırakma
Ne aşk
Ne de ölüm
Yarım kalmamalı asla.
Nehirlerini gönder bana Azelya
Sarıl aç bir deniz gibi
Karış bütün topraklarıma
Örselendim yokluğunda,uslandım
İtaat ediyorum artık
Dudaklarının her kıvrımına.
Avuçlarınla değil ırmaklarınla iç beni
Kanmam yoksa dudaklarına.
Tutukla göğsünde bütün nefeslerimi
Ne aşk
Nede ölüm
Geri vermiyor asla
Aldığı hiç bir bedeni.
Nasıl istiyorsan öyle sev beni
Köy çocuklarının
Mayıs papatyalarının neşesi
Masum bir gelinlik
Yada arsız bir sarmaşık gibi
Sen yeter ki gitme
Dilsiz bir çocuk konuşuyor gözlerimde
Avcumda kuşlar ölüyor sen gidince
Bir serçenin kalbinde üşüyor ellerim
Gökyüzüm düşüyor üzerime.
Ebrulim
Kızıl mavim
Rengarengim
Bilmiyorum,
Seni sevmeyi neden hiç öğrenemedim
Ateşe susamıştı dudaklarım
Korktum yanmaktan
Gelip göğsünde saklandım
Kaçtım bazen de güzelliğinin dehşetinden
Heyhat!
Her adımda daha çok yaklaştım
Kendimle böldün beni
Yokluğunla çarptın
Topladın bir yekûn içinde bütün cüzlerimi
Beni zırhımdan çıkarttın.
Nehirlerini gönder bana Azelya
Aç bir deniz gibi sarıl
Karış bütün topraklarıma
Ruhunu teslim etmek için avuçlarına
Bir bilsen
Kaç şiir bekliyor dudaklarımda.
İşte buradayım
İnfaz ettim aklımı
Deliliğin burcundayım
Soyun bütün renklerinden
Haydi gel artık Azelya
Cennetinde ki nergisler
Çiçek açmadılar mı yoksa hâlâ.
Gel ki
İncitmesin ayrılıklar
Tükenmesin
Daha bir kez olsun sarılmadan
Bütün yollar
Cennetine varmaya ey Yar
Söyler misin
Daha kaç ölüm var.
Üstadın "harfler harp düzeni almıştır" dediği böyle bir şey galiba. Yüreğinize kaleminize sağlık..