Eksik Bir Sarılıştır Özlem
Çok uzaklardan yansıyan bir güneşin ışığı sarınca gövdeni
Terli yastığından kaldırarak başını kucaklarsın özlemleri
Küflü bir şarapnel parçası gibi saplanınca yüreğine ayrılık
Ölüm mevsimindeyiz ah, sarıyor yürekleri hüzünlü karanlık
Solmuş anların gazeli var yatağımda, şaşkın coğrafya vakit
Sürgit savaşların dinmemiş iniltileri ekranda, kuşkum dakik
Utanç bereketli bir ova, vedaların kalibresini inkârda tetik
Eskimiş kuşaklar tören geçişlerinde, gri elbiselerinde sökük
Acılar kuşanmış insancıklar yüreklerine, omuzlarında elem
Dalga sevdalıdır denizin derinliklerine, güvertede matem
Hovarda kentlerin çamuru tez kurur, toprakta hep sitem
Sil alnımdaki mahşer yazgısını, boyunduruksuz ölemem
Ölümler uzak bir ağıt dilde, hazin bir öpüşsün dudağımda
Devrilmiş tabutlardayım, adın nurlu bir saladır ruhumda
Sustur şu gönlümün matemini, sönmez ateşim yangınınla
Coşkun dolaşır damarlarımda, volkan olur yar sarılışlarınla
Sözcükler köpürsün boş kadehte, deniz yıkansın terimizle
Bakışların hep bahardır, aşk oynar seni sevdikçe perdede
Aşk rüzgârıyla sokul gönlüme, bir gülüşün götürür cennete
Sıratı da geçerim sevdanla, sakladım seni en gizli yerlerime