El-mecîd
Cömertliğin kaynağı, azametli şerefli,
İzzetlerde ikramda, nimetlerle sebepli.
Gönlü zengin olanın, kendisini övdüğü,
Buna karşın onunda, pek ziyade sevdiği.
Burada öven kimse, aslında teşbih eder,
Oysaki cenabı Hak, kendini tenzih eder.
Çünkü bizzat kendisi 'Ahadiyetül cem' de,
'O var fakat onunla, hiç kimse yoktur' hem de.
Bütün cüzi bakışlar, ispata aciz kalır,
Gördüğü her varlıktan, pek az da hisse alır.
İspat ve nefh etmekte, bütün vehimler tuzak,
Hakkı Hak ile tespih, edenler bundan uzak.
Kul, halktan Hakka doğru, süluk eder burada,
Benlikten kurtulana, perde yok ki arada.
Hakkı takdis edenler ki onlar 'mukaddes'tir,
'Tenzih' edenler ise, onlar da 'münezzeh'tir.
'Teşbih' Musa da vardır, 'Tenzih ise İsa da,
'Tevhit İbrahim de ve Muhammed Mustafa'da.
Tevhit ilmi olmadan, bu konuya girilmez,
Düşünceler sığ kalır, derinliği bilinmez.
Karanlıklar kalkınca 'işler ona dönecek'
Her kul ne yaptığını, ayan açık görecek.
Serabın zilletinden, kurtulursa can gözü,
Sünnetullah seyrine, dalmaz mı? Özün özü.
Cimri olanlar bilmez, cömertlik duygusunu,
Biti bile kaybolsa, kaçırır uykusunu.
Cömertler bu dünyada, cimrilikten kaçarlar,
Ahirette cennetin, kapısını açarlar.
Cömertlik hazinesi, tümüyle tapusunda,
İhlas kilidi vardır, o nurlu kapısında.
Alan da Hak verende, kullar birer vesile,
Bu bağlamda kim kime, nasıl yapar ki hile?
Maksadımız Allah'a, gerçek kulluk değil mi?
İnşallah nasip olur, cümleye hikmet ilmi,
Rabbim cümle kalpleri, sevgisiyle doldura,
Aşkı rehber ederek, hakikati buldura.
24.02.2012