Ela Gözlerindeki Türküyü Dinledim
Yokluğundan çıkmak için
Tutunduğum çıkrık ipi
Ölümden daha uzun
Bir yudum beklemek
Cehennemin okyanusundan daha derin
Gönül kuyumda ki zanaatkar resminde yaşlandı
Acılarımı onarmaya mecali yok
Geliş fısıltının nabzı da atmıyor
Umudum
Koca karıların dilindeki kuşların uçmasına kaldı
Zamanın kırık kanadıyla
Masalın mavisine yazdı
İçime gökten üç şey düşürdü ama
Elma, kiraz veya turfanda can eriği değil
Üçü de sen
Birincisini
Şafak vakti kundağını çözüp
Karanlık kıt'amın en doğusundaki cami avlusuna
Ela güneş ışıkları serpildi oradan yeryüzüme
İkincisini
Denizin yırtığından dışarı çıkan toprağa
Yeşerdi ela renkli kır çiçekleri
Dokundu nektarına arılarım
Bal taştı tuzlu suya
Şeker komasına girdi ummanlar
Üçüncüsünü
Vazoya sığan gül ovalarıma
Sevincimi iklimlere kırk ikindi yaptım
Ela gözlerindeki türküyü dinledim
Yüzündeki kırmızı çığlığa dudaklarımla dokundum
İncitmeden
Bir taşralı öpücüğüyle erdim muradıma
Hadi sizde beklemeyin
Şiir okuyan gözlerinizi
Masalın nemli mendiliyle silin
Çıkın kerevetime
"Yüzündeki kırmızı çığlığa dudaklarımla dokundum" kaleminize sağlık, tebrikler.
Yüreğinize kaleminize sağlık
Gönül kuyumda ki zanaatkar resminde yaşlandı Acılarımı onarmaya mecali yok...
Kutlarım en içtenliğimle değerli şairini. Saygıyla
Şiirin ismi türkü gibi, nice güzel çağrışımlarda dans eder gibi gezdiriyor. Kutlarım, kaleminize sağlık
Şiir İlk dizede başlar diyen doğru söylemiş nasıl güzel bir girişti öyle Çok beğendim şair