Ela Gözlü Eylülüm
Kız tavlasında
Ayların zarını
Avucunda sallayan gençliğime
İlk gelen Eylül
Telvesi vuslata yaprak döken
Fallarda ince uzun yol olan Eylül
Halsiz gidişinin açlığına
İlk lokmam katran Eylül
Senin hüznünü denizlere kattığımı
Hangi nehrin kulağına söylesem
Akmalarını durduran Eylül
Rüzgarlı mısralar
Fırtınalı heceler
Gözümden kafiye damlatan
Şiirlerimi ağlatan Eylül
Kış gelmeden özlemi hücuma kalkan
Yeşili sarartan
Turuncuyu kızartan
Uzun yıllara şaraplık üzüm
Bana şerbeti hüzün olan Eylül
İçimdeki dört mevsimi
Ablukaya alan
Kapılarımın hepsi hasret uçurumuna açılan Eylül
En son attığım adım
İçine düştüm çıkamadım
Katran olsan da
İlk ve son lezzetim damak tadım
Sonbaharımın habercisi
Sevdim diye solan gülüm
Ela gözlü Eylülüm