Elif
Her süveyda sustukça benliğime düşer kan
Adamlığım utanır bir görüş kabininde
Kızılcık avuntudur bodrum katına sarkan
Öyle hummalar var ki devası yok kininde
Bilmem farkında mısın sığınağındır bulut
Muttasıl damlalarla yağıyorsun ki bârân
Sevdayı taşıdıkça yoldaşın olsun umut
Mestur bir ayça gibi şemsten ışık aparan
Farzımuhal şiirler kucaklarken gövdeni
Gül kokulu kaseden iç sen vuslat badeni
Tek atımlık kurşundur sana yaktığım ağıt
Kulak zarım delinir senin her avazında
Hürriyetsiz kaleme,döşünü sermez kağıt
Senin için üşürüm vaktin son ayazında
Beynine hücum eden fikirler sakıncalı
Bir devrim düşlüyorsun gökkuşağından revnak
Umut ağrısıdır bu ,dikenlerden kancalı
Yarına koşuyorsun göklere tutunarak
Sorulmalıdır senin hasretin şafaklara
Kar olup yağmışşın bak bu yorgun şakaklara
Farzımuhal
Mizansende Elif özne olarak ele alınacak olursa; Birinci muttefiki olan Lam ona öyle bir kuvvet iktibas eder, öyle direnç bahşeder ki, muttasıl yağmurların munfasıla ram olması mutlakiyet arzeder.
Nurullah Genç'in "Yağmur" u rahmet damlalarıyla abad etmiş şiiri. Ondandır belki de ikinci günde beş ya da altıncı defadır okuyorum bu güzel şiirinizi.