Elli Yıl Önce
Taş döşeli sokaklarda seve seve gezerdim,
Kesme taştan evlerine ne sevgiler dizerdim.
Karataş'tan seyrederdim batışını güneşin,
Hüznü ile ısınırdım ufuktaki ateşin.
Ayşecik'ten gökyüzüne kuş sesleri yayılır,
Büyüleyen bir bestenin notaları duyulur.
O yılların Kilislisi kutsanmış bir nesildi,
Kızları melekten misali erkekleri asildi.
Altında ders çalıştığım zeytin ağaçlarının,
Gölgesinde kurulurdu hayalleri yarının.
Sinemalar şarkılarla seyirciyi çağırır,
Kapısında teşrifatçı ?'başlor'' diye bağırır.
Her semtinde bir kahve var, her kahvede bir dayı,
Edebiyle gelmeyene basarlardı fırçayı.
Caddelerden yayılırken Kilis Tava kokusu,
Taş döşeli kaldırımlar gönlümüzün rakısı.
Zeki Müren, Adnan Şenses, bir de Abdullah Yüce,
Gazel söyler, şarkı söyler, Kilis'te gündüz gece.
Santral Park'ın uğultusu duyuluyor maziden,
Her seferde tat alırım mazideki geziden.
Dolaşırken sokak sokak ezberledim her yeri,
Bu büyülü kent içinde bir tek bendim serseri.
Kalleş Dağı, Oylum yolu zeytinlerden soyunmuş,
Kilis'teki güzellikler kesilecek boyunmuş.
Beton evler yükseliyor köklerinde bağların,
Kır çiçeği kokusu yok melteminde dağların.
Kendi yoksul gönlü zengin insanların yuvası,
Darmadağın, paramparça, zehirlenmiş havası.
Geçmişi yad etmek ne kadar güzel anılar gözünün önünden geçer durur insanın...👍