Elveda

Heybemde belirsizlik eki,
Önümde bol soru işaretli yollar,
Gidiyorum...

Neden düştüm bu yollara ben?
Bir inat mı? Bir amaç mı?
Yoksa bir kaçış mı bu?
Bilmiyorum!

Tek bildiğim, gidiyorum.


Çok zor olacak terk etmek,
Biliyorum.
Belki de bu şehrin çıkışındaki,
Son sokak lambasını da geride bıraktığımda,
Gözlerime sağanak binecek.
Belki de bu şehrin çıkışında
Yüreğim teline vurulmuş bir saz gibi
İnceden inceden titreyecek.
Belki de son kez durup bakacağım geriye.
Nelerden vazgeçtim ben diye.

Bu gidiş dert, bu gidiş çile.
Bu gidiş yüreğe işkence...

Ama hayıflanmak nafile!
Anılar yetim, geçmişim öksüz,
Yaşanacaklar yarım kalsa da;
Gidiyorum işte, gidiyorum!

Bensiz nefes alsın artık gökyüzü,
Bensiz açsın karlı dağdaki kardelen.

En çok bulutların gözyaşını sevmiştim bu şehirde,
Ne zaman ağlayacak gibi olsalar,
Dışarı atardım kendimi.
O ağlardı, ben ağlardım...
Ahhh! O orman parkı!
Az mı kahrımı çekti o ağlamaklı bulutların altında...
Hele o nakış nakış yıldızlar!
Az mı ortak oldu ıssız gecelerime...
Az mı dinledi dertlerimi.
Ahhh, ahhh! Sırdaşım yıldızlar...

Şimdi yine her şey aynı olacak.
Aynı bulutlar, aynı orman parkı, aynı yıldızlar.
Ama ben olmayacağım...
Çünkü ben terk ediyorum
Çünkü ben gidiyorum...


Biliyorum ne kadar uzak gidersem gideyim,
Aklım yine burada olacak.
Bulutların ağlayışı,
Yüreğime karların yağışı,
Ve o karların arasından,
Bir kardelenin açışı...

Tek çare gitmekse eğer,
Gidiyorum işte!


Elveda yeşil şehir,
Elveda güzel yıllarım.
Elveda karlı dağlar,
Elveda Kardelen...

17 Eylül 2012 99 şiiri var.
Yorumlar