Emanet
beklenmeyen bir mektup gibi
içime katlayıp hüzünleri
sabıkalı bir eylül sonrası
eylül tanığı yüzümle
geldim
ellerim kozadan çıkan mevsimsiz kelebek
öyle ürkek
öyle yabancı ceplerime
ne çok uzak olmuşum kendi şehrime
aç kapıyı sevdiğim
üşüdüm
yüreğimde çözemediğim kördüğüm
biliyorum içeridesin
koynuna alıp korkuları
hiç olan bir siluetin hiçliğine içmektesin
sana emanetini getirdim gözbebeğimde
kül kanatlı eskil bir düş yansıması
sıfır noktasında sıfırlayıp zamanı
çalıyorum kapını
sessizlik sensizlik olmalı
kavak ağacının ahraz gölgesi
taş evin suçlu perdesi
damıtılmış tuz gibi pişmanlık
bunlar sende kalsın
emanetin bende
nereden çıktı bu rüzgâr
bulutlar ağlamaklı
başlamadan sağanak
gitmeliyim
hayat denen köhne merdiven
gömütlerinde çürüyen umutlar gibi
kırk birinci basamağında çürüdü
akşam çöktü gözlerime
yine göç hazırlığında kırlangıç sürüsü
ah benim geç kalmışlığım
nereye baksam sevda ölüsü
24 eylül 2010
👍 yüreginize sağlık👍
Hem yazar hem şair hem kardeş hem dost👍
Kocaman tebriklerim sayfanı doldursun Nuriye...👑👑
güzeldi.... ...elimizden yitip giden eylül kadar,dua ile şaire.
hayat denen köhne merdiven gömütlerinde çürüyen umutlar gibi kırk birinci basamağında çürüdü
akşam çöktü gözlerime yine göç hazırlığında kırlangıç sürüsü ah benim geç kalmışlığım nereye baksam sevda ölüsü
herzaman harikasınız efendim,
kutluyorum güne düşmüş eserin kıymetli kalemini...👍👍👍
Kurgusuyla seçkin ve uyumlu sözcükleriyle kararında imge ve etkin betimlemeleriyle sesiyle akışıyla bütünlük oluşturmasıyla bitmemiş sevda öyküsünden hüzünlü bir kesit gibi.
Emanet için dönüş, gecikmişlik, pişmanlık...
Kırk birinci yaşta, köhne merdiven olarak nitelendirilen yaşamın çürümüş kırk birinci basamağında süren hayal kırıklığı, bakılan her yerde sevda ölüsü görme, umudu yitirme...
Olağanüstü anlatım, şiirin/öyküsünün içine çekiyor okuru ki girmek kolay, çıkmak zor. Güz gülleri, buruk acı...vb etkilerini kat kat aşan, arabesk de olmayan,ruha ziyafet bir şiir.
İçtenlikle kutluyorum.