Enigma
Sessizliği arındırıyoruz kendi kabuğumuzda
...
Koyu gölgelerde dönüşümün enerji kopukluğu
Mavi ışık yalnızlığa
Bakıp bakıp pencere kıyısına
Bir gülü gönlünce açıyor yokuşlarına
Sen bensin desem
Has bahçelerde zaman
Gecelerle yanıma sokulan
Ki,
Uykum seni düşünüyor
Seviniyorsun..
Karanlığı saran çiçekler
Küçük avuçlarımda büyürken
Vermedim sesini deli rüzgara
Hiç işittiniz mi
Sır küplere sızan soluğumu
Ya da ince bir beli sardınız mı
Parmaklarınızla
Çokların bittiği yerde
Çok uzaklarda
Bir enigmanın koynunda
Çözülüyor harflerim
Sahnenin arkasında ne yana yürüdüğümü bilemezsiniz
Yorgun duvarlar
Sağır kapılar ve
Gülüşleri sessiz adımlar
Ahh..
Şu saatler
Ağır zamanlar
Gözyaşı çukurunda dinlenen
Ahh..
Safiyane yanımın gizil mutluluğu
Suya düşen yıldızlar gibi parlayan
içimde..
Ufka bakıyorum
Tezce aşk yanıyorum dışarıdan içeriye
Çizgilerin nasıl derin yanaklarımda
Saf bir portre beyazlar giydirirken
üzerime..
Kaldır avuç içlerinden yukarı güneşi
Aklından geçiyorum
Ay çiçekleri bana b/akıyor
Sevincim diri
Ayakkabılarım
Kırmızı..
Şaşırtmak istese de gürültüler aklımı
Adını yalnızca ben biliyorum
Ruhumu okşasa da saklı yüzler
-siz orada mısınız-
Bakmıyorum arkama
Korkmuyorum kılıçlardan
Aynadaki yansımada
İkinin biri
Ki,
Kalabalık şehirim
Ürkek,çekingen,saygılı
Bir bakış dokununca sesime
Eğilip yerden yıldızları alıyorum
Kimse olmuyor dudaklarımda
Oysa içeriye sen
Giriyorsun..
İyi bir final satırları
Kutlarım Tülay hanım