Enkazın Altındaki Ses
Bir ses var enkazın altında
Duyuyorum
Hafif bir fısıltı gibi geliyor
Bazen de acı veren bir iniltiyle titriyor
Bir ses var beton yığınlarında
Kimisi küçük bir çocuğa ait
Kimisi de bacağı betonun altında kalmış
Çıkarmak için çırpınan bir adama
Zavallı çocuk bağırıyor
Besbelli çıkamıyor, yardım istiyor
Ama bir yandan da ana babasını düşünüyor
Arada bir onlara sesleniyor
Duyuyorum
?Anneciğim, sesimi duyuyor musun? ?
?Babacığım, nerdesin? ?
----------------------------------------------------------
Akşam yemeğinden sonra bir bir öpmüştü
Annesini, babasını ve kardeşlerini
Hepsine, o tatlı diliyle ?iyi geceler? demişti
Ve odasına gidip, sevgi dolu düşünceleriyle uykuya dalmıştı
Bir ara, gece vakti, annesi gelip
Açılan üstünü örtmüştü
O şefkatle beslenmiş melek ruhlu insan
Yanağına bir buse kondurup çıkmıştı odadan
Ufak yavrucak fark etmişti bu olanları
Ama hiç sesini çıkarmamıştı
O sevgiyi doyasıya yaşamıştı
Bunun bir son olduğunu bilmeden
Bilseydi eğer
Belki bir sarmaşık misali saracaktı annesini
Yanaklarını, gözlerini öpecekti hiç durmadan
Sonsuza dek bırakmayacaktı şefkat meleğini
O gürültülü facianın ardından
Yetim kalacağı aklına bile gelmemişti
Şimdi koca koca taş parçaları vardı üzerinde
Canı da acımıştı bina yıkılırken
Ama şansı varmış yavrucağın
Tabi buna şans denilebilirse
Annesi ve babası gibi ezilmiyordu betonların altında
Hareket edebiliyordu en azından
Fakat bir çıkış yolu bulamıyordu
Zaten ailesi ordayken çıkmak da istemiyordu
---------------------------------------------------------------------
Sonunda o yavrunun sesinin geldiği yeri buluyorum
Sesimi ona duyurmaya çalışıyorum
Bana karşılık veriyor: ?Abi burdayım! ?
Ama artık ağlamaya başlamış
Hem de o ana kadar tanık olduğum en feci ağlama
Hıçkırıkları enkazda yankılanıyor
Ya da ben öyle hissediyorum
Sanki anne ve babasının bu dünyadan göçtüğünü hissetmiş gibi
Ağıtlar yakıyor kendi kendine
Sonra ona yakın olan bir yerden
Enkazı kazmaya başlıyorum ellerimle
Ve sonunda onu görüyorum
Yüzünü elleriyle kapatmış
Benim ona ulaştığımı fark etmeden
Hüngür hüngür ağlamaya devam eden bir kız çocuğu
Birkaç kez sesleniyorum, duymuyor
Yahut duymak istemiyor
Beklemeye başlıyorum
Neden sonra ağlaması kesiliyor
Ellerini yüzünden çekip
Bana doğru bakıyor
Sadece ?Allah'ım? diyebiliyorum içimden
Melek gibi bir çocuk görüyorum karşımda
Bakışlarındaki yorgunluğu ve umutsuzluğu fark edebiliyorum
O anda yüreğim sızlıyor
Sonra dudaklarında belli belirsiz küçük bir gülümseme görüyorum
Bu gülücük az da olsa rahatlatıyor içimi
Ardından kendime gelip, elimi uzatıyorum yavrucağa
Titreyen eli, elime değince
Ben de titremeye ve ağlamaya başlıyorum
Dokunuşu, göz pınarlarımın açılmasına sebep oluyor sanki
Dışarıya doğru çekiyorum kızı
Nihayet gün yüzüne kavuşunca
Rahat ve derin bir nefes alıyor
Kucağıma alıyorum
Boynuma öyle bir sarılıyor ki
Kendince bana teşekkür ediyor sanıyorum
Tek bir kelime çıkmıyor ağzından
Ben konuşturmaya çalıştıkça
Gözlerimin içine bakıyor, o masum bakışlarıyla
Arada bir sessizce
Anne veya baba diye mırıldanıyor sadece
O tertemiz aklında hep onlar var
Ve hala duyuyorum
Enkazın altında daha çok ses var...
Görünür enkazları ve sine çatlatan sesleri işleyen değerli Şair Kardeşim,seni okumakla görünmeyen enkazlarımı duydum.Sanki içimizde çoğalan enkazları resmetmiş bu şiir.Her günümün ruh haline uygun bir şiirini okumank tarifsiz bir lezzet.Saygılarımı sunuyorum kardeşim.
tebrik ederim👍👍👍
teşekkür ederim efendim.. zaten bu şiiri o acı 17 Ağustos depremiyle ilgili bir belgeseli izledikten sonra kaleme almıştım.. o kadar çok hayat söndü ki, hislenmemek, üzülmemek elde değil.. saygılarımı sunarım..
17 agustos depremine götürdünüz beni
muhterem kardeşim
manzara gözlerimde canlandı adeta
bizlere sevdiklerimizin nekadar degerli oldugunu haırlattınız
kutlarım duyarlı yüreginizi
tebrikler..👍👍👍👍