Ercüvan Bağı
Saçların eşarbıdır ayrılığın....kapanır her gidişinde yürek çukuruma
kenarına işlenir ömrüm tel tel ...unutulmuş güz karasında
dağ aşırı köy yolunda erken doğum yapan kadın
nazlı nazlı bakan kaneviçenin kundak oluşuna şahit
bebenin sızlanması ne kadar umrundadır dünyanın
(ki şahitliğinin ağırlığı umursamazlığına baskındır insan olanın)
tanığıdır yüreğim erken ayrılığın birde nakışlı sızlanmamın
tren raylarına kulağını dayamış sağır çocuklar
vagon sesinde çağlayan hasretler kahır savurur
hemzemin geçitlerinde gazete örtülür üstüne oyunların
habersiz gitmelerinin altında kaldı yüreğim geldiğini duymadım
sağırdı üstelik gözlerim üçüncü sayfada okundu gözyaşım
sonu mutlak hüzündür oyunların birde bitmiş aşkların
kiraz hevengidir gözlerin çocukluğumun mevsimsiz tavanına asılan
kirpiğin seccadesidir bu sevdanın bekleme telaşında alnımı sızlatan
"kiraz hevengidir gözlerin çocukluğumun mevsimsiz tavanına asılan kirpiğin seccadesidir bu sevdanın bekleme telaşında alnımı sızlatan"
Alnımda sevdanın sıcak teri bekleyiş nöbetleri...
Saygıyla.
sen diye döndüm sevdanın kıblesine
her tesbihte adını zikrettim,dilim damağımda
sen ayrılmaya nişanlı,ben mezar taşına
okunsun tüm salalar yiten sevdaya...
saygılar