Ertele
saçaklarını kavurmaktan vazgeçince çatıların güneş
bir mevsimin daha gidişini seyrediyorsun
mahur plaklar koyup sabahın göbeğine
şimdi kaç yaprak dökümüdür saçlarına teğet geçen
o kavruk çınarın kaçıncı soyunuşu
göğsünü firar edip rüzgardan
kaç yağmur damlasıdır düşen eylül'ün köklerine
sıska bir dalın canhıraş kırılması isimsiz kasırgalarda
şehrin tantanalarında kaybolurken her dem o gök gürültüleri
göz kapaklarında arayın beni
kirpiklerin zulasına saklanırken
ve henüz efkar inmemişken o pınarlara
ağlamayın
biraz daha
biraz daha kalsın güz
hazanın rahminde
erken doğum sancıları düşmeden şimâl'e
toprağın damarlarını süpürmesin bardaktan boşalır gibi o nemli mavi
yeşilleri sürüklenmesin baharı yutan denizlere
kumsallar biraz daha ihtiyar olmasın o makus kış nöbetlerinde
ertele
yelkovanların imansız takibini
kadrana sakla kendini...
ağlamayın biraz daha
biraz daha kalsın güz hazanın rahminde erken doğum sancıları düşmeden şimâl'e😙👍🤐
Şiir okumak misafir olmak bir başka güzel bu sayfada.. kaleminin ilhamı tükenmesi yürek dolusu sevgiler İzmir den..👍😙
finale bayıldım..tebrikler👍👍👍
Değerli kaleminizde o güzel yürek sesinizle bir başka güzel göründü gözüme güzler.
Keşke... Bazı şeyler gibi sarı yazları da ertelemek mümkün olsa Tarık bey. Kutluyorum şiiri ve sizi. Okumaktan haz duydum...