Esaret Kurşunları Altında Vurulan Canlar

esaret kurşunları altında
vurulan...
yitirilen canlar
kan dolusu boğuşmalardan uyandıkça
ölmekten uzaklaşarak
sanrılar içinde sarsılmış...
terliksi bir hayvan gibi
devinimi içinde kırılan
irkek saçlı sakallı bir dede oluverip çıkmak
mucize bekleyen insanlar gibi
avuçlarımıza düşen her düş tozundan
pembe sevgiler çıkarmak isterken
yutulup gidilen bilyeler gib tutarsız
yaban ellerde eriyip gitmek kadar basit bir oyun
aşkın kimyasında yok olup
içselliğinde aramaktan yorulan
bilimsel çalışmalardan kalan artıklarız ki
geri dönüşüme zorlanan
kahpe kader yüzünden
avazımızın çıktığı kadar günaha basıp
izlerinden medet umarcasına sarılımak
sımsıkı
gösüne yaslanıp uzun uğraşlardan sonra
verilen her zayat için
birer mum dikercesine
hayıflanarak
kızgın bir tonla söylenen şarkılara
eşlik edip
unutulmaya yüz tutmuş
sözlerinde duygulanıp
ağlamak kadar banel bir düşünce kümesi içersinde
hatıralanmak

kadın kokusu kadar saf
alkolle yoğurulmuş avuntuların üzerinden
baş ağrısı ile uyanıp
yeni geyikler üzerinden maç yorumlarına devam etmek
her kullanılan tende
tadının farkını anlamaktan öteye
verdiği ekşimsi tat ve
yüzündeki o ifadeyi silebilmek isterken
hayalllerin eşiğinde kalıp
hastalanacak kadar cesur olmak mı?
suç...

29 Nisan 2010 111 şiiri var.
Beğenenler (1)
Yorumlar