Eşim'e
soğuktu
ayaz kıvamında
memesi üşüdü kadının
göğsünde sancı, göğsünde kesif kesikler
neştere sarıldı gözleri
dilinde o malum dua
amin
amin diyelim
evvela Tanrı'ya
sonra cerrahpaşa'ya
ağlamak bize kalsın usta
usta işi bir mabet çiz göğsün iman tahtasına
heykeller râm etsin yarınımıza
gözlerinin feri aydınlansın
denizin feneri gibi
karanlıkta
sen ağlama usta
şık bir resim çiz göğsün iman tahtasına
yeniden emzirsin yeni doğan karanfiller gibi bebeler …
yeniden yansın şamdanlar
bir kadeh duası olsun o meskun mahalde
kurşunlarken gölgeleri
gülmeler yakışırdı sana …
yeniden sarılsak o patiskalara
çıplak ayaklı düşlerimiz olsa
kalksa şu demir perde sofanın tam ortasında
kıvılcımlar yeniden şakısa
pervane böceği sıvanasından çıksa
çetrefil mevsimler yaşasak muradımıza …
amin diyelim
evvela Tanrı'ya
sonra cerrahpaşa'ya.
'' canımdır yanan canın kadar ''