Eski Bir Tanıdığa
hatırlıyor musun?
vakitlerden kasımdı
günlerden çarşamba
ilk o gün görmüştüm seni
süklüm püklümdü üstün
şımarık bir çocuk gibiydin
bir o kadar da sevgiye muhtaç
hatırlıyor musun?
gözlerimin içine içine bakıp
'' ne çirkinler '' demiştin
gülmüştün
şaşırmıştım
hatırlıyor musun?
omuz silkmelerimi
dudak uçlarımdaki mağrur kelimelerimi
parmak uçlarına değdiğim de elindeki çayın düşüşünü
dakikalarca güldüğümüzü
hatırlıyor musun?
aylardan nisandı
ilk o zaman uzun uzun bakmıştım sana
sen aşk demiştin
ben korku
korkmuştum da
esrarından , tütününden
dengesiz ruh halinden
sevginden
sahiplenişinden
hatırlıyor musun?
sırf güzel güldüğüm için
saçmalıklarını
sırf gözlerim gülsün diye
bulduğun espirileri
hatırlıyor musun?
o muzip kıskançlıklarımı
hiç söylemediğim sevgimi
heyecandan titrediğim anları
sonra gittiğini
sonra hiç seni görmediğimi
pişmanlığımı
yüzyıllık yalnızlığımızı
muhtaçtık birbirimize esasen
sen başını okşayacak bir kadına
ben huzura
ikimizde de yoktu
aradık yıllardır
birbirimizi unutarak
dostluğu unutarak
unutarak dünyayı
hatırlıyor musun?
hatırlamıyorsun!
çirkinim şimdilerde
yoksul , kimsesiz
bir otobüs durağına tutulmuşum
beklerim gelirsin diye
geldin bir gün
sustum
sustuk
-yıllardır olduğu gibi-
oysa ne çok istemiştim
özürler dilemeyi
seni sevmeyi
beni sevmeni
sahi ;
hatırlamıyor musun?
gözlerimi...