Zaman Eskimez
Zaman!..
Yaralara merhem denen(?)
Var olan her şeyi yok etmeye ant içmiş koca dişli canavar
Önünde kim diz çökmedi, söyle?
Bunca zafer kazanmışken nedir hiddetin böyle?
Zaman!..
Annemin gelinliğine güveleri musallat eden güç,
Dedemin çiftkırmasına oksit yağdıran kuvvet,
Ben garip bir öteli, yok mu sen de merhamet?
Gücüm yetmez, hüküm geçmez zamana,
Geçer tırnakları yeryüzüne zamanın.
Kanayan izleri aynalarda kalır,
İnce ince, sızım sızım sızlayan.
Zaman!..
Ablamın kara önlüğünü ağartıp mora çalan,
Dizlerinden eskiyen kadife pantolonum,
Çok odalı evcilik,
Arkası yarına kalan saklambaç
-sen tut, ebe ile söbe sarasında kazakları değiş-
Derelerde kurbağa taşlayan bilmeyiş,
Ne de büyük bir hata imiş:
Hızla büyümek isteyiş.
Ben çocukken küçük yaştaydım.
Ve yirmili yaşlarda abilerim vardı.
Ne de büyük gelirdiler bana.
Gel gör otuz beşi geçeli birkaç bahar devirdim.
Nerde hata yaptıysam, o yirmileri görmedim.
Gün yanığı erik gibi
Erken düştüm,
Büyümedim.
Ey gidi goca zaman!..
Dünyanın saçını gocatan zaman.
Saatin zembereği senin emrinde,
Az gitmiş uz gitmiş kimin umrunda?
Çember daralınca akrep sonunda,
Kendini yok edip bitecek zaman.
Evvel zaman-Ahir zaman!
Yeşil yaprakları gazele çeviren zaman!..
Çok büyüksün bu yüzden ölçülemedin.
Seni ölçecek ölçü, yok elimizde.
Sonunu bekleyen gözlerimizde,
Tükendin, tükendin küçülemedin.