Eskişehir
sen ışıltısıyla hayellerimi süsleyen şehir
param parça olmuş gönlüme teselli mi vereyim
yoksa içimde öldürdüğün çocuğa mezar mı edineyim
bilmiyorum
hırçın karadenizin bağrından kopup gelmişim kapına
yontulmaya muhtaç halimle
seninse çorak toprağında tohum filiznenip yeşermezmiş
kaybolup gidermiş mahzeninde
yalnızlığıma sımsıkı sarıldım
üzerini kaplayan bembeyaz örtüye bakıyorum da
öyle saf öyle masum görünüyorsunki gecenin sessizliğinde
gündüzünde böylesi huzur bulsa kara bulutlar çökmese üzerine
kucağına gelmiş şevkat bekleyen hayaller tükenip kaybolmasa
geçen zaman geri gelmez biliyorum sitemler faydasız
adı gibi eskimiş eskişehir insafsız
saçlarımı okşayıp her teline bağladığım ümitlerimi gerçekleştirmeyi beklerken
derinlerden zedeleyip bir bir çekip aldın bedenimden karalar bağlattın
şimdi
yollarına düştüğüm geceyi hatırlıyorum
o gecenin sonundaki aydınlığı arıyorum
beni ben yapan değerlerimi almana yanıyorum
kardelen misali açtığım sokaklarında boynu bükük dolanıyorum
artık anladımki
dost bildiklerimiz olurmuş düşman
hayaller ise kurulduğuna pişman
umut zindanlarda avare dolaşan
sevda ise aslını yitirmiş bir yalan
sözler özü saklamış
kulaklar sağırlaşmış
bakan göz görmezmiş
insan değer bilmezmiş
yorulan beden dinlenmez
yitirilen güven geri gelmez
her doğru söylenmez
her yüze gülen sevilmez
maske takmak moda olmuş
aslı anlamak ne zormuş
sokaklarında öğrendim eskişehir
insan çiğ süt emmiş nankörmüş
olmadı ama şimdi
benim şehrim çok güzeldir 🙂
şiir bihayli güzeldi yüreğine sağlık 👍