Eskiyi Özledim
İnce bileğine taktığın saate bakıp,
zamanın ne kadar hızlı gittiğini
yüzüme tükürerek söylediğin anları özledim,
Şu anda yüzüme değen,
her bir taneciğe yarabbi şükür der gibiyim...
Ne acizlik ki !
yaptıklarına karşı yaptıklarım yüzsüzlüktü.
Her gün bir yüz sahibi olamadığımı,
kulaklarıma haykıran dostlarım haklılardı.
Zira gözlerinin gözüme aşkla bakıp,
ellerini yüzümü sevgiyle okşadığın bir destanı,
hafızam hiçbir coğrafya'nın,
hiçbir bölgesinde bulamadı.
Şimdi ki kalleşliğine bakıp,
o eski sevgisizliğini çok arıyorum.
Ya depremin kontrolünden geçmiş gecekondularda,
yada sandık dolusu saçma ve tahtadan yapılma
oyuncakların arasında.
Belkide yapışkan birinin kalbindeki,
' aşk sandığında.'
Bu belirsizliği,
göğüs kafesimin kaldıramayacağından eminim.
Zira eski yalan mutluluklarımı hatırlayıp,
yeni yalan acılarımı kucaklayacak kadar
bahtsız bir çaresizliğe sahip değilim.
Zaten hangi çaresizlik,,
sevdiğinin kuş parmak komşusuna takılan yüzüğe,
gözleriyle şahit olduğu anın acısıyla,
eş değer olabilir ki.