Esmegül
gedâ duruşun vardı
bir o kadar da yılların
ahh o yıllar
ne çok sevdi seni gerdanında
yalan ışıkların aydınlattığı
gerçeğin vardı
sen bile olmamış gözlerinle süzerken ayyaşları
masada boş bardaklarda biterdi hayatın
garson çocukların ellerinde taşınırdı
kül rengi sözlerin
saat on ikiyi vurunca
ve vakit kanun
gönül telini sızlatınca
esmegül sallardı Basmaneyi
fuar kapısında bekleşen oynaksı ihanet
elleriyle giydirmişti cehennemi tenine
ki
sen doğarken lanettin
şarkı söylerken melek
bir telli
bir nefesli yeterdi
huzurunda ölmeye
helâ bekçisi elmas taşırdı ziynetlerini
annenden kalmış tek taş yüzük
babandan kalmış hayatın sillesi
ve oğlun zaferin bebeklik resmi
unuttum
bir de takma kirpiklerini
kimse tanımasın diye seni
koştur koştur yaşadın
sahne ile kulis arasını
genç kızlıkla kadınlık karasını
annelik ile pavyon karılığı sancısını
yaşlılık ile ölüm yazgısını
bağlayamadın
bağlandın
şehri virândan bir yezidiye
virân ettin dünyayı kendine
bukowski okumuştum bir gece sana
susuz dede parkında
/lan artiz mektepli
hangi pavyonda çıkıyor bu adam/
hayat pavyonunda çıkıyor
senin gibi her gece
ruhuma akıyor
"tanrım bile unutmuş
dertlerime dur demez
bir insanın üstüne bu kadar dert yüklenmez
kaderim beni böyle
meyhanelere attı
günahım neydi bilmem
allahım beni böyle yarattı"
acıların kadınıydın
seni sevmeyen ölsün çığlıklarında
adın esmeydi
kendine kaldığında...
alicengizoyunu
(...afişlerinde gözlerinin siyah olduğunu gördüğüm an, utandığını anladım yarandan...utanma esmegül, utanma...aşk gibi esmek, sen gibi gülmek her kula nasip değil...)
Bir şiirden bir kitap çıkar mı? Bal gibi çıkar zaten şairin her şiiri bir diğerine özlemi yüklüyorsa o adamı kaçırmadan okuyacaksın.Yüreğinden damıtır o hayatı.muhabbetle
Etkileyici bir anlatımla yaşadık esmegülü, kalemine 'sus' gelmesin şair, üzüldük de aslına bakarsan yaşamın faturası ağır çıkanlara.
çok etkileyiciydi.....
saygıyla....