Esmer Dudaklı
Usul bir fasıl başlar
Güneşin son ışığı perdeye vurduğu zaman
Kemanlar onu ağlar
Ona çalar tamburlar
Buruk iç sızısıdır
Göğüs çatalına sıkışan
Islak bir nota geceye günden kalan
Esmer dudaklı kadının göz pınarından artan
Şarkı olup ağlamaktır dualar
Kuşluk vaktinde, yüz sürüp kıbleye
Ruhunda garip bir hazan
Dilinde yazılmamış şiirin ilk nakaratı
Adı yok hala
Adı yok
Güvercingöğsü hayallerin
Avuçlarında çözünmemiş kış zemherileri
Tırnakları Şubat moru
Mevsimler karışmış
Tahta pervazlarda
Dudaklarında deli bir masal
Kahramanı şizofren firarlarda
Dağı çalmış ayak izleri
Kartal yamacından haykırır şehre,nafile
Şehir küsmüş tek kişilik çilingir sofralarına
Ayı çalmış
Yıldızı sökmüş bulut aralıklarından
Fason çakır keyfi kalmış bir parça mum
Bir dilim buruk elma
Dudakları esmer kadına
Demleşip bir kadeh şarapta
Peşrev zamanı kadar aralanmış
Hayatı gözlerden dökerken kirpikleri
Ve
Usul bir fasıl başlamış
Güneşin son ışığı perdeye vurduğu zaman
Kemanlar onu ağlamış
Ona çalmış tamburlar
Buruk iç sızısıydı
Göğüs çatalına sıkışan
Islak bir notaydı geceye günden kalan
Esmer dudaklı kadının göz pınarından artan...
Buruk iç sızısıdır Göğüs çatalına sıkışan Islak bir nota geceye günden kalan Esmer dudaklı kadının göz pınarından artan
güzel
sevgiyle kalın...