Evvel Zaman

tam bir ülkenin yüzölçümü kadardı kaçtığım,
sırtımda sıkıca bağlı çıkınım,
karın tokluğu kadar da azığım,
iç cebimde yorgun bir sevda,
koca bir ömür.
günboyu aşınıp durur,
yol,yamaç,patika,
ardım sıra yorgun kervanlar yürür,
milattan önce bir masalda,
aşıklar kavuşamadan ölür.

sana benzeyen esvaplarıyla,
ipeksi bir ahenk tutturmuş,
İran gözlü bir kadındı,
benim kovaladığım.

bu topraklar üstünde uğramadığım kervansaray,
sormadığım hancı kalmamıştı.
Seyyah oldum bir zaman,
bir zaman mülteci,
en çokta kaçakçı,
kendini kaçıran,
ağrısından kaçan,
evvel zaman içinde.

"halbuki o hiç gitmedi,
burda oturup seni bekledi"dediler.
şaşırıp kaldım fakat,
biliyorum o burdaydı,
burdaydı da,
tam bir ülkenin yüzölçümüydü benim kaçtığım.

iyiyim dediğim zamanların bazısında
yerini değiştirmek istedim,
alıp gömmek öylesine bir yere,
elimde kalakaldın,
sen hep ordaydın.