Ey Dilbere
ey
yasak olan aşk...
yokluğuna rağmen
acıyan yürek yenilmezim
ey benim ruhumun silberi
oluruna kanarım olmazlığına yanarım
ruhumda yaşarken seni..
yüreğime işlenmiş nakış nakış
gönül sultanına akışın
ey dilberi
*
içimde sen
tomurcuk kabuk bağlamışken
dermansız zamansız düşlere saldın
gel
benim yurdumun bahtsız olan gülvereni
günebakan sabahım
gönül açanı yedivereni gel
gayrı dayanılmaz hasretine
ey dilbere
yasak olan gönül fermanı
uykumdan olmazların firarıyken
ben sana
düşlerken acıların bana ferman
kalkarken gülüşlerin bana derman
ey aşkın sefaleti uğruna
ruhumsun efkarımsın
gel benim bahtsız uçanım
gönül fermanı bahtsız dilberim
içimde boylanan yasak sevdam
sevdam terk eylemedi
kendime saldım seni
ey benim kalbi duymazım
duyulmaz görünmezim
mekansız zamansız yollarda kaldın
biçare avare gizemin
duruşun divane
gönül bahçesi bahtsız
feryadım var
ey aşkın dilberi...
feryadım var gayri
sen yokken
ela gözlerin hasretine kaldığım
seher elini ele salma..!
düşürme sahra çölüne
koyma kapı eline
el oldun mezarıma
dualarına çiçek kondur
gelirsen
hala dinlerim sözün özünü
hayran olduğum
söndürdüğün şiir közüne
güngörmemiş gönül karası
gülün solmazım
umudu karalara vurmuş
sevdiğin kırmızı gülün s/olmasın
hala özüne direniyorsan
nasıl bakarım
dermansız derde deva
olmaz solmazımsa
dünyaları yıkar giderim
yollarına bin cefa..
_seni düşünürüm
içimde yokların adı kaynar
adın şehrine dalar giderim
gezdiğin yollarda gözlerim
seni düşünüyorum
her gelişin benliğinde izlerin oldu
gece rüyamda gündüz hayalimde
zamansız sevdalarda d/üşlerim
ey dilbere..
21 Haziran 11 Karataş