Ey Hiç Sönmeyen Nur'um
Bilmesinler aşkımı gizli gir mabedime
Söyleyemem sırrımı çünkü yeminim vardır
Nazar değmesin diye sonsuz saadetime
Şahitlerim sadece güneş, ay, yıldızlardır
Yüzünde gülücükler baktıkça bana ışır
Aklım taklılı kalır gölgen olunca sütre
Kahverengi gözlerin beni cennete taşır
Damıtırken aşkını gönlüme katre katre
Bu; yaşadığın son gün "ne dilersin" deseler
İlk; aşkını isterim olmasan da yanımda
Yüreğini temiz tut sarmasın vesveseler
Ruh ikizim seni hep hissederim canımda
Hiç ummadığın anda kulakların çınlarsa
İçimden kopup gelen sessiz çığlığımdır, duy
Ben sensiz yaşayamam bunu ruhun anlarsa
Aklına gelsin sevdam elini kalbine koy
Hasretinle yanarken aşkınla avunurum
Çocuklar gibi akar yaşlar yanaklarımdan
Işık tut yüreğime ey hiç sönmeyen nur'um
Dökülsün sonsuza dek adın dudaklarımdan
Böyle nefis, duygulu, lirik; içten, içli ve hasretle yoğrulmuş, özü, sözü muhteşem bir hava veren bir şiiri okumaktan çok mutlu oldum; usta kaleminin bütün özelliklerini mısralara yansıtmışsın Nilüfer;
İzninle ben de bir alıntı beyit ve kendi terennümüm birkaç dörtlükle şiirine farklı bir gözle eşlik etmek isterim, yürek dolusu selam ve saygılarımla...; ...................
â??Güle gı»ş ettiremez yok yere bülbül inler Varak-ı mihr ü vefayı kim okur kim dinler.â? .........................( Kami Mehmet Efendi)
Dese de eskilerden şair keramet ile İstisnası vardır aşk, âşık'a aşikârdır Kiminde vurur dile, kiminde kutlu çile Dilruba mabet eyler gönlünü, vefakârdır
â??ı?şık-ı Sadıkâ? olur fazıl olan bir şair Ve gül boynunu eğer â??arza, muttasıl kanarâ? Gül mahzun, bülbül yetim; artık ölüdür şair Çaresizlik içinde düşmüş ateşe yanar
Suları mesken tutar candır beyaz nilüfer Meramı su dilinde okur, yaşı karışır suya Yoksa dizinde derman, gözlerinde artık fer ı?şık yâre koşarken; heyhat! düşer pusuya
.............................Güneri Yıldız